Kulaklarıma yansıyan bu ses oğlu Ahmet Zelzele’nin sesiydi. Hal ve hatırımı sordu, vakıfa ne zaman gelebilirim sorusunu tekrarladı. 28. Mayıs . 2014 günü eve biraz geç gideceksin, dedi…
Duraksadım ve düşündüm.
Neden, dedim?
Çünkü dedi ve durdu sonra babam vefat etti dedi. Yarın ikindi namazından sonra Ataköy camiinde kaldırılacak olan namazdan sonra aile kabristanında toprağa verilecek.
Mesaja inanamadım, durgunlaştım. Gözlerimden akan yaşı silmeye çalıştım, telefonu zor kapattım, eşim yardımcı oldu ve olduğum yere yıkılarak, son otuz yılı düşünmeye başladım.
Evet, son otuz yıl…
O zamanlar 53 yaşında gözleri diri yaşantısı diri bir delikanlıydım. Merhum Zelzele bir akşam yemeği toplantısından beni alarak evime kadar bırakırken, yeni yaptırdığım Pisa oteline müdür olarak atadı.
O müdürlük tam yedi yıl sürdü. Daha sonra, araya Sayın Necati Çakır, Sayın Yaşar Aktürk, Sayın Mehmet Otay, Sayın Mehmet Yıldırım, Sayın Coşkun Karabaşoğlu ve Mehmet Göycıncık’ın teklifi ile Kilis derneği ve Kilis Vakfına onun izniyle adapte oldum.
Ama yine Laleli semtindeydim, ondan hiç kopmadım. Beni her fırsatta kardeşim Nejat Taşkın diye karşılar, selamlar ve benimle ortak duyguları yaşardı. O bir güzel insandı, onu Kilis yıllarından ve askerlik hatıralarından çok iyi tanırdım. Sayın Ömer Yonucuoğlu ile birlikte devam eden güzel ortaklığı ve son bir yılda oğul Ahmet Zelzele’nin katkı ve dayanışması ile çok güzel bir yaşam tarzı sürdürmeye başladı.
Fazla sağlık şikâyeti yoktu. Yengemiz hanımefendi ve çocukları ona çok iyi bakıyorlardı. Ne yazık ki, Mayıs 2014 akşamında bir gece yarısı onun devrilmesiyle 20 günlük bir yaşam savaşı verdi. Bu savaşta onu sevenler ve başta İsa olmak üzere büyük bir yardım desteği verdiler. İsa’ya sorduğum da, hep onu Kilis dediğini ifade etti.
Çünkü o bir Kilis sevdalısıydı. Onu hatıra kitabında dile getirirken yansıyan görüntüler. Onun bir yaşam fotoğrafıdır. O bir eğitim gönüllüsü bir güzel insandı. Sayın Kilis Vakfı Başkanı Yaşar Aktürk’ün hep yanında olmak isterdi. Kilis 7 Aralık üniversitesi ve Kilis Mehmet Zelzele Fen Lisesi onun bir büyük atılımıdır ve daima her vesileyle bu konuda Yaşar Aktürk’e minnet duygularını ifade eder.
İşte bu kabına sığmayan adam, öldü dediler, ben inanmadım. Yaşaması lazım dedim. Çünkü bir güzel Kilisli bir güzel dost ve kardeşti benim için ama ne desek boş…
Giden gelmiyor, onun için ölüm olduğuna göre, dostluk ve barış esas alınmalı ve daima güzel insanların bahçesinde buluşulmalıdır.
O halde merhum Zelzele’ye yeniden binlerce rahmet yakınlarına hemşerilerine Kilis Vakfına derin Baş Sağlığı diliyor, unutmayacağız ve seni hep yaşatacağız diyorum….
GÜLE GÜLE GÜZEL İNSAN…
Nejat Taşkın