Ramazan bayramı dolayısıyla Ankara ya torunum Burak’ın nişan töreni için gitmiş, etiler astsubay ordu evinde yer ayırtarak istirahata çekilmiştim bayramın 2.günü odamda istirahat halindeyken saat 15 sıralarında telefonum çaldı arayan komutanım Mehmet Ayhan’ın oğlu Faruk Ayhan idi. Üzüntülü ve yaşlı gözleri olduğunu düşünerek biraz irkildim. Daha ben ona,nasılsın demeden baban ne yapıyor kelimelerini aktarmadan o bana ağlamaklı bir sesle 1 saat önce babamı Trabzon üniversite hastanesinde kaybettik ve babamın vasiyeti üzerine ilk sizi arıyorum.
Cevap veremedi; başımız sağ olsun dedim, gözlerimin yaşını silerek telefonu kapattım 1970 yılının Söyüt ilçesine döndüm.
1970 yılının eylül ayında söyüt ilçesine gelmiş söyüt jandarma şoför eğitim taburunun direk destek bölüğünde kontrol amiri olarak göreve başlamıştım. İlk gün göreve başladığımda, beni yanına çağıran Mehmet Ayhan, hoş geldiniz diyerek elimi sıktı ve size çok ihtiyacımız var cümlesini kurup beni oturduğu masanın penceresine götürdü.ve konuşmaya:başladı: bak dedi bu sahada; 200 adet askeri araç var bunlar seni bekliyor.hemen hemen hepsinin elektrik arızası var.çünkü ben ordu donatım okulunda Amerikalılardan araç elektrik onarım kursu almıştım.ama birliklere atandıktan sonra hiçbir zaman araç elektriğiyle ilgilenmedim beni daha ziyade komutanlarım sosyal işlerde ve gazinolarda görevlendirdiler.bu düşünceleri Mehmet Ayhan’a anlatmak lüzumunu duymadım.çünkü onlar kara kuvvetleri komutanlığından; araç elektrik teknisyeni isteyerek ,birincilikle bitirdiğim kurstan dolayı beni Erzincan’daki şark hizmetinden alarak jandarma söyüt er eğitim alayına göndermişlerdir.
Ancak, aradan birkaç hafta geçti Müzeyyen Senay’ın oğlu Ömer ışıl yedek subay olarak bölüğümüze atanıyordu. Onu da göreve başlar başlamaz komutan çağırıyor iki hafta sonra Cumhuriyet balosu hazırlanacak bunu sen hazırlayacaksın. Annenin büyük ses sanatçısı olması dolayısıyla seninde birçok deneyimlerin vardır.
Ast teğmen Ömer ışıl üzüntülerini bana bildiriyor bu konuda hiçbir deneyimim yok diyor. Nasıl düzenleyeceğimi bilmiyorum. Sen dedim üzülme çık komutana fikrini aynen anlat bölüğümüze atanmış astsubay necat taşkın bu konuda çok deneyimli, komutan biraz düşüncelidir o ne bilir düşüncelerini söylemek istese de Ömer Işık ısrar eder ve beni çağırırlar. Komutanım derim, sen bana fırsat ver daha 15 günümüz var ben hazırlayayım geceyi sız görün ondan sonra konuşalım.
Civar illerin valileri ve belediye başkanları eşleriyle gelecek beni mahcup edersen yanarsın. Bu konuda uzun uzun konuştuk bir başka yazımda o geceyi anlatacağım; toplantının sonunda 29 Ekim 1970 yılı gece yarısı saat 2 den sonra son bulan toplantı sonrası beni yanına çağırarak; Burak dedi elektrik arızalı araçları sosyal hizmetler bizim için daha mühim sen git subay ve astsubay gazinolarını teslim al cumartesi akşamları geceler düzenle. O zamanlar TV görüntüleri olmadığı için biz bu göreve başladık 4 yıl devam etti. Telefonu kapattım ilk bu tabloyu hatırladım onu hatırlayarak onu 4 yılın sonunda onun sayfalar dolusu hatıralarını yazdım bastırmaya fırsat bulamadık çocukları belki bu fırsatı bulur da yayınlarız, onu gözyaşları içinde emekli olalı 40 yıl olduğu halde onla olan bağlarım kopmadan devam etti onu rahmetle anıyor binlerce rahmet ve baş sağlığı dileyerek bu yazıma da nokta koyuyorum.
NECAT TAŞKIN…