Sayın Ahmet Barutçu Kent Gazetesinde bir resim yayınlamış ve bir de güzel başlık atmış:
“EĞİTİME GÖNÜL VERDİLER...” Ve sonra sevgili
hemşerimiz Mehmet Yıldıranın köyüne uzanan eğitim
seferberliğini konu etmiş. Onu Kilis Vakfı vesilesiyle çok
yakinen tanıdığım için bu köy efendisinin yansıttığı güzelliği her vesileyle görmüşümdür. Yardım dendiğinde her
türlü işini bir tarafa bırakarak Vakıf Başkanımız sayın
Yaşar Aktürk’ün yanında yer alan bu sevgili köy efendisinin mütevazi kişiliğiyle daha bir tuhaf olursunuz. Zira
ondaki bütün bu meziyetlerin toplandığı heyecan dilimi
içinde sevgi göstergesi vardır.
Evet yıllar önce köyünden ayrılmış olmasına rağmen,
iş hayatının başarılı basamaklarında kazandıklarıyla köyünü ve köylüsünü unutmamış ve her fırsatta İstanbul’un Laleli semtinden köyüne taşımış ve köyüne götürmüştür. Eğitim aşamasında yaptığı bu hizmetlere simdi yenilerini katmak için yoldadır. Bu hizmetin içeriğinde de işte
gördüğünüz gibi eğitim seferberliği yer almıştır. Geliniz, o
günkü Kent Gazetesi’ne birlikte göz atalım:
“Temel eğitimin sekiz yıla çıkarılmasından sonra başlatılan kampanya tüm yurtta olduğu gibi, Kilis’te de vatandaşların eğitim için seferber olmasını sağladı. Bugüne
kadar 25 okul yaptıran Kilis işadamları, buna ilave olarak
Kilis’e üniversite kazandırmak amacıyla 2’de fakülte yaptırıyor. Vali Aslan Kütük Kilisli işadamlarının eğitime
sağladıkları hizmetlerin takdirin üzerinde olduğunu belirtirken. Belediye Başkanı Ekrem Çetin'de; ’Geleceğimizi
emanet edeceğimiz çocuklarımızın iyi bir eğitim alabilmeleri için, elimizden geleni yapacağız’ dedi. İşte bu arada
doğduğu köye 12 derslik daha yaptırmaya karar verdi.
Yıldırım ayrıca Kilis-Vakfı tarafından organize edilen fakülte binasına da destek sağlıyor.”
Evet ben değil. Kent Gazetesi böyle yazıyor. Ben de bu
yazılanlara onu çok yakinen tanıdığım için ortak oluyorum ve katılıyorum. Çünkü benim gibi sizlerde onu yakın
dirsek teması içinde tanımış olsanız, emin olunuz bu tür
insanlarımıza sahip olan kentimizin büyüklüğünü çok
daha iyi anlarsınız. Hakikaten kendisi daima bir köy efendisi üslubu içinde, sizin her türlü sorunlarınıza sevgiyle
yaklaşır ve asla reddetmez. Çünkü onun içinde o tozlu
köy yollarında bıraktığı çok kıymetli hemşerilerinin gönül sevgilileri borcu vardır. Bu borcu her vesileyle ödemek
yükümlülüğünden asla kaçınmaz. Okul, yardım, vb. her
ne tür olursa olsun sayın Vakıf Başkanımızın ilk telefonu
ona uzandığında o mütevazi kişiliği içinde ayağa kalka,
ceketini ilikler ve telefonda bile olsa, tek cümleyle cevap
verir: “Emriniz başım üstüne sayın Başkan!”
İşte biz sizlerin çok yakinen de olsa tanıdığı bu kimseleri gündeme getirdiğimiz de,bu güzel meziyetleriyle de tanımanın ve tanıtmanın heyecanını yaşatmaktan çok mutlu oluyoruz.