24 Eylül 2013 akşamı ekranlarda TRT Müzik programına daldığımda, 17 yıl geriye dönüp, Türk müziğinin ölümsüz efsanesi, sanat güneşi Zeki Müren aklıma geldi.
Onu 1957 yılında Çankırı Piyade Okulu’nda yedek subay olarak askerlik yaptığı zaman tanımıştım. Okul Komutanı merhum General Nuri Teoman tarafından haftada bir gün konser vermesi için kendisinden söz alınmış ve askerlik hayatı içinde Çankırı’da güzel günlere imza atılmıştır. Zeki Müren’li bir Çankırı heyecanı her zaman içimde kıpır kıpır melodilerin çıkmasına sebep olur.
Merhum Zeki Müren, bugün de ve yarın da her vesile ile hatırlanması ve daima saygı ile anılması gereken, Türk müziğinin ölmez sesi olarak gelecek nesillere aktarılması gereken sanat güneşimizdir.
İşte 17. Ölüm yılında TRT Müzik ekranlarını izlerken, TRT’nin bu davranışını takdirle karşıladım. İki saatlik bir program çerçevesi içinde onun eserlerini ve sinema görüntülerini yansıtan bu programın yıllar içinde tekrarlanması gereğine ihtiyaç olduğunu buy vesileyle belirtmek isterim.
Zeki Müren Türk Sanat Müziği’ni devleştirmiş bir büyük sanatçı görüntüsü içinde mütevazı bir kişiliğe sahip olduğu için tam bir halkın çocuğu olarak maalesef zamansız vefat etmiştir. Yine de besteleri ve güfteleri ile tarihi bir görüntünün içindedir.
Bütün servetini hayır kurumlarına bağışlayan Zeki Müren’in mütevazı kabrini bir Bursa ziyaretimde ziyaret ederek, kabri başında Fatihalar verip o güzel insanı hatırlamanın heyecanını yaşadım.
Elbette müzik otoriteleri onun için çok daha şeyler yazacaklardır. Ben bir vatandaş olarak onu hatırlamak ihtiyacı duydum. Böyle güzel insanlar ancak yüz yılda bir ortaya çıkarlar. Burada bize düşen görev, onları hatırlamak, anmak ve bizden sonraki nesillere bir Zeki Müren vardı, o Türk Sanat Müziği’nin en büyük sesiydi diyerek onu yaşatmak gereğidir.
Şarkılarında, nağmelerinde bir duygu, bir heyecan fırtınası vardı. Geliniz onu hep beraber hatırlayalım. Yazılı ve görsel basının sanat güneşimizi yeterince mevzu etmeyişi beni çok şaşırttı. Buna rağmen onun unutulması mümkün değildir diye düşünüyorum…
Nejat Taşkın