Televizyon kanallarını izlerken bu cümlenin iftiharla kitaplarda çıkarıldığını ve okullarda sabah toplantılarında artık bu Anttın söylenmeyeceğini duyduğumda 84 yaşının verdiği büyük hüzün içinde yıllar evvelin ilköğretim okulu olan Şehit Sakıp İlkokuluna dönüyorum…
Yaşımın 10,11 olduğu çağlarda her sabah o geniş havludaki sağlı sollu merdivenleri çıkar ve yüzlerce ilköğretim çağındaki bu anttı ben söyler onlarında tekrarlamasını isterdim.Şuanda gözlerim yaşlı içimde derin bir üzüntü yasaklanan bu anttın içindeki kelimeleri hatırlamaya çalışıyorum.
‘’Türküm,Doğruyum,Çalışkanım
Yasam,küçüklerimi korumak,
Büyüklerimi saymak,
Yurdumu,
Milletimi özümden çok sevmektir,
Ülküm;
Yükselmek,ileri gitmektir.
En büyük ATATÜRK!
Açtığın yolda,
Gösterdiğin hedefe durmadan,
Yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!!!’’
Eser bütün insanlar sevmek bu sevgi kelimesinin aslında ki Türklük kelimesinin içinde,Kürdiyle,Alevisiyle birleşiyor ve Müslüman’ı ile bütün toplum var.Ayrılık ve gerginlik yok.Çünkü Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti parolası bu çünkü, Ne Mutlu Türküm diyebilmek,İstiklal ve Kurtuluş savaşlarının değişmeyin işareti ve demokrasinin en güzel belgesidir.
Çocuklarımızı bu belgeden mahrum etmemek elbette Cumhuriyetin temel ilkelerine ve Laiklik demokrasisine aykırdı, onun için üzüntülü ve kederliyim.
Ne olur ülkeyi germeyelim ve çocuklarımızı endişeli ortamlara sürüklemeyelim.Atatürksüz bir ülke ben düşünemiyorum.İnanıyorum ki sizlerde düşünmüyorsunuzdur.Durum böyle iken neden gerginlikler yapılıyor açılım saçılım diyerek dipsiz kuyularda yol almaya çalışıyoruz.Bugün 76 milyon insanın yaşadığı bu ülkeden tek noksanımız bumudur.Değildir.Aş ve iş bekleyen bir büyük zümre var,bu topraklar değil 76 milyon,150 milyon insana bile bol gelir.Yeter ki el ele bu toprakları işleyerek bir batılı gibi çalışalım.
Bakınız Japonya ve Çin gibi ülkelerin geldiği noktaları lütfen dikkatle izleyiniz.Milyarları bulan nüfus yoğunluğu içinde bütün Dünyaya pazar oluyorlar.Biz neden olamayalım.Bir lodos,bir şiddetli yağmur geldiğinde şaşkına dönen bir ülke görünümü alt tesislerin noksan oluşu ile yağmurlar ülkede nehir lodosları,yakıp yıkıp ülkeyi viraneye çeviyor.O halde en büyük gücümüzü birleşmeye ve ülke kalkınmasına vermeliyiz.İşsizliğin zir ve yaptığı ve yüksek tahsil yapmış binlerce öğrencinin iş aradığı 300 bin öğretmenin atama beklediği bir ülke görünümü içinde on milyon asgari ücretli insanla yoksulluk sınırları içinde iseniz halen Türküm,Doğruyum,Çalışkanım dememek ve dedirtmemek için toplumu geriyorsunuz.O zaman önünüze bakıp düşünmeniz gerekir.Eğer bu ülkede bir tek insan bile akşam evine ekmek götüremiyorum diyorsa siz bu devleti yönetiyorsanız düşünmeniz gerekir.O halde ülkenin sorunları içinde her zaman dediğimiz gibi aş ve iş sorununa verin o sorunlara net çözümler bulun ve bulacak olan kuruluşlar,kim olursa olsunlar projelerini açıklamalı ve dört ay sonra yapılacak olan seçimlerde seslerini yükseltmelidirler.
Bakınız Yunanistan bir hamle yaptı korkunç bir kriz yaşamaya başlarken Yunanistan da 41 yaşında bir lider çıktı programını açıkladı ve her kesime seslenerek hedefim aş ve iş dedi ve yoksula el uzatma vadinde bulundu.Onun için en önemli faktör budur ve bunun üzerinde durulmalıdır.Yoksa Anttımızı çıkaralım,Çankaya’ya taşıyalım ve İzmir’e Başbakanlık ofisi götürelim diyerek meydanlarda varlığınızı ispat etmek asla ve asla tatmin edici değildir.O halde yarınlara ciddi ve çara getirecek formüller ve taşımak mecburiyetindeyiz.Bu ülke bu Cumhuriyet büyüktür ve Atatürk Türkiye’sinin ülkesidir.O halde başlığı tekrarlayalım ve bu cümlenin arkasında duralım…
‘’TÜRKÜM,DOĞRUYUM VE ÇALIŞKANIM’’
Var mı? Bunun ötesinde bir hedef!