Kilis’in adetlerini, yemeklerini, kültürünü anlatan; okuyunca tebessüm ettiren Kilise özgü bir şiveyle yazılmış o güzelim “Kilisli olmak” şiirini bilir misiniz siz ?
Kilisli olmak;
Gelorum gidorum ,
Seni evde bulamorum diye sitem etmektir.
Müceddereyi, oruğu,lebeniyeyi, şıhılmahşiyi,katmeri bilip yapmaktır.
Cuma günü karataşa gidip gelin adayı bakmaktır.
Ayşecikte oturup geleni gideni süzmektir.
Lakabı olmak, o isimle çağrılmaktır.
Allah başacak sevindire diye yoh yoh çağırmaktır.
Nerede olursa olsun Kilisliyim demektir…
Bugün yaşanan olayları, atılan bombaları ve ölen masum hemşerilerimizi düşündüm hüzünlü gözlerle. Sonra medyada yapılan haberleri ve yazılan yorumları okuyunca aklıma “kilis’li olmak” şiiri geldi. Her 7 Aralık Kilis’in Kurtuluş gününde Kilisli olarak gururla okuyup tebessüm ettiğim şiiri şimdi mutsuz ve karamsar hatırladım bomba sesleri eşliğinde. Acaba bu şiir şimdi yazılmış olsaydı nasıl olurdu? Diye düşünürken aklımdan şu dizeler geçti;
Kilisli olmak;
Zulümlere karşı sessizlik orucu tutmak,
Kan kusunca kızılcık şerbeti içtim demektir.
Kilisli olmak;
Üzerine sağanak misali bomba yağması,
O bombalara ses çıkaranların göz altına alınmasıdır.
Kilisli olmak;
Her an her yerde kör bir kurşuna gideceğini düşünüp,
Geceleri uyuyamamaktır.
Kilisli olmak ;
Yapılan zulümlere için kan ağlayarak,
Kargaşa olmasın diye yürüyüş bile yapamamaktır.
Kilisli olmak;
Birilerinin çıkarları ve egosu uğruna,
Ölüme terk edilmektir.
Kilisli olmak;
En güvenli olduğuna inandığın evinde,
Pencere kenarlarında oturamamaktır.
Çünkü öyle söyler devletli amcalar!!
Evinizden çıkmayın!
Cam kenarında durmayın!
Güney taraf odalarınızdan oturmayın!
Kilisli olmak böyle bir şey işte… Anlatılmaz yaşanır haldeyiz ! Bizleri Tv den izleyen yetkililere bir şey sormak istiyorum: üzerine bombalar yağdırılan şehri, yaralanan- ölen masum insanları izlerken heyecan gerilim oluyor mu?
Dilerim haberlerde izlediğiniz; kanlar içinde kalmış, paramparça olmuş ölen o masum insanlar sizin kabusunuz olur…
Tek koruyucu olan Rabbim bizleri koruyup beklesin inşallah…
25 Nisan 2016