Türkiye?nin büyük bir çoğunluğu ekonomik zorluklarla mücadele edip, komik olarak nitelendirilen yüzde buçuklu maaş zamlarını konuşa dursun bu ülkenin zenginlikleri konusunda deliller çuvala sığmayacak kadar büyük yer kaplıyor.
Maden Tetkik ve Arama Müdürlüğü (MTA) tarafından yapılan bilimsel bir araştırmada Türkiye?de 6 bin 500 tonluk bir altın potansiyeline sahip olduğu ortaya çıktı. Bu 6 bin 500 tonluk altın rezervi ile Türkiye Güney Afrika?dan sonra dünya sıralamasında 2. sıraya oturuyor. Bu çalışma Türkiye?nin 580 noktasında gerçekleştirildi. İlk yapılan sondaj çalışmalarında ise 8 madenden 7?sinin ekonomik açıdan işletebileceği belirtiliyor.
Şu an dünyada 43 bin ton altın rezervi bulunuyor. Bilindiği üzere bunun 20 bin tonuna sahip olan Güney Afrika birinci, 6 bin 500 tonuna sahip olan Türkiye ikinci ve 4 bin 500 tonluk kapasite ile Amerika 3. sırada yer alıyor.
Veriler arasında bu altın rezervinin para olarak karşılığının 200 milyar dolar, ülkemize sağlayacağı ek katma değerinin ise 1 trilyon dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyor.
Türkiye?nin jeotermal, fosil yakıtlar ve radyoaktif maddeler açısından da zenginliğini gösterir araştırmalar mevcuttur. 2009 yılı itibariyle yapılan araştırmalar neticesinde Türkiye?de 9 bin ton uranyum rezervi bulunduğu tespit edilmiştir.
Türkiye?nin zengin yer altı ve yer üstü kaynakları bulunmasına rağmen, bunların gerektiği ölçüde ekonomiye yansıtılamadığı açık bir gerçektir. Oysa Türkiye, bu tür zenginlikleri işleyebilecek potansiyel iş gücüne fazlasıyla sahip bir ülkedir.
Aslında önemli olan bu tür zenginlikleri işlemek ve ortaya çıkarmaktan ziyade, halkın geneline yayabileceğiniz adaletli bir paylaşım ortaya koyabilmenizdir. Adını şu an hatırlayamadığım bir Güney Amerika ülkesinde çöplerden geçimini sağlayan bir kişi aynen şunları söylüyor: ?Benim ülkem doğalgaz zengini, ama ben çalı çırpı yakarak ısınmaya çalışıyorum. Çünkü doğalgazımız Amerikan şirketleri tarafından işletiliyor.?
Böyle bir zenginliğin hiç kimseye fayda getirmeyeceğinin örnekleri çoğaltmak elbette mümkün, asıl korkumuz o dur ki, biz de ülke olarak gelecekte aynı kaderle karşı karşıya kalmayalım!
Selim Baytürkmen