Sevdiklerimiz ve kendimiz için her zaman sağlıklı bir yaşam arzularız. Ancak hayatımızın her evresinde hastalıklarla karşılaşır ve onlarla mücadele ederiz. Amacımız sağlıklı bir yaşam sürebilmektir. Elbette insan olarak bu bizim için vazgeçilmez bir unsurdur. Çünkü, sağlıklı olduğumuzda hayat anlam kazanır.
Hasta olmak, yaşantımızı kötü yönde etkilerken, iyileşebilmek için harcadığımız çaba bizi çileden çıkartacak dereceye ulaşmaktadır. Çünkü Türkiye’de önemli olan hasta olmak değil, iyileşebilmektir. Türkiye’nin genelinde olduğu gibi Kilis’te de sağlık sektörü insanımızı hasta olduğundan daha fazla hasta eden bir düzen içerisinde bulunmaktadır.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle insanımız, özel sağlık kuruluşlarında tedavi olamamakta, devlet hastanelerine ve sağlık ocaklarına akın etmektedir. Sosyal güvencisi olan insanımız dahi hastanelerde tedavi olabilmek için büyük zorluklar yaşarken, hiçbir sosyal güvencesi olmayan kişilerin çektikleri çile, sayfalara sığmayacak kadar büyüktür. Oysa çoğu ülkede insanlar, sağlık sektöründen ücretsiz faydalanabilmekteler.
Bütün bu sorunları çoğaltabiliriz. Ama ben buna gerek duymuyorum. Çünkü büyük bir çoğunluğumuz bu sorunları bir fiil yaşıyoruz. Türkiye’nin diğer illerinde uygulanıyor mu? bilmiyorum ama, Kilis’te sosyal güvencesi olan vatandaşlarımızın çilesine bir çile daha eklendi. Mesela; hasta oldunuz. Aldınız sağlık karnenizi elinize aldınız; gittiniz devlet hastanesine. Görevliye kayıt için veriyorsunuz karnenizi “Ben muayene olmak istiyorum” diyorsunuz ama hey hat! Ne mümkün. Görevli size bakıp muayene olamazsınız diyor. Acaba diyorsunuz yanlışlıkla Suriye devlet hastanesine mi geldim? Etrafınıza bakıyorsunuz Türkçe yazılar ve Türkçe konuşan insanlar. Sonra doğru yerde olduğunuza kanaat getirip görevliye şu soruyu soruyorsunuz “Neden?”, Efendim diyor “Sağlık ocağından hastaneye sevk yaptırmanız gerekiyor”. Tekrar bir “Neden?” diye soru sormak istiyorsunuz, ama cevap alamayacağınızı bildiğiniz için soru sormaktan vazgeçip hasta halinizle sağlık ocağına gidip sevkinizi yaptırıyor ve tekrar hastaneye gelip tedavi olabilmek için saatlerce bekleyeceğiniz hasta sırasına dahil oluyorsunuz. Bunları yazmak bile yorucuydu, varın bunları yaşayan insanımızın çilesini siz hesap edin.
Oysa daha dokuz ay önce yeni bir hükümet seçti Türkiye. Hem de milletvekili sayısı açısından güçlü bir hükümet. Ama ne hazin tecellidir ki hayatımıza yeni engeller koymakta güçlüler. Sormadan edemiyorum “Hasta olan kim?”.