Ciddi boyutlara ulaşan maddi sıkıntılar sebebiyle insanımızın ikili sohbetlerinde eski güzel günlerinden bahsetmeye başladığını görüyoruz. Kimi eskiden kazandığı paralardan,kimi işlerin birbirini kovalamasından bahsedip, bir bakıma teselli bulmaya çalışıyor. Hangi meslek gurubundan olursa olsun, birçok kişinin eski günlerine büyük bir özlem duyduğu apaçık görülüyor. Kazanılan paralardan, işlerin çokluğundan bahsedilerek, o günlerin ne kadar güzel olduğu hatırlanıyor. Havalar nasıl, işler nasıl gidiyor gibi sohbetler artık yapılmıyor. Bunun yerine kaybedilen mazinin tekrarı izleniyor durmadan. Ama ne yazık ki bu hatıralar karın doyurmuyor.
Evet şimdilerde insanımızın hasretle andığı o günler, çok geride kaldı ne yazık ki. Ekonomik sıkıntıların devam etmesi, kişiler üzerinde daha derin ve daha ağır yaralar bırakıyor. İnsanlar içine düştükleri durumun ağırlığından olsa gerek, bir çıkış yolu arıyorlar. Farklı yollar deneyip başarısız olduklarında ise, hayal kırıklıkları daha da artıyor.
Emek edip, vakit harcayıp bir iş veya ürün meydana getirenler, bu işin karşılığını alamayınca veya iflas edince moral olarak adeta çöküyorlar. Her işi kitabına uygun olarak yapmalarına rağmen, neden başarısız olduklarını merak ediyorlar. Sürekli düşünen, sürekli tartan ve sürekli başarısız olan insanlar ne acıdır ki, psikolojik olarak çöküşe geçiyorlar.
Ne yazık ki toplumun durumu bu şekildedir. Moraller çökmüş bir vaziyette ne yapacağını bilmez, geleceğinden endişeli bir toplum haline geliyoruz artık. Maddi sıkıntılarımız bizi kendi kimliğimizden yavaş yavaş uzaklaştırıyor. Sıkıntıların boyutları arttıkça, insanlar ruh halleri de değişim gösteriyor. Artık daha kırılgan, daha sinirli ve tahammülsüz insanların sayısı giderek artıyor.
Bireyler işsizlik veya maddi sıkıntılar nedeniyle alım gücünü kaybediyor. Bu da, kişinin aile içerisindeki saygınlığının yavaş yavaş yok olmasına neden oluyor. Kişi işsiz kaldığı için çalışanlara karşı farklı duygular beslemeye başlıyor. Kısacası işsiz kalan ve para kazanmayan kişilerin ruh dünyaları tamamen değişiyor.
Peki bu değişimin önüne nasıl geçilebilir? Elbette bu sorunun cevabı çok basittir. İnsanların maddi sıkıntılarını son erdirerek.
Ülkemizde izlenen yanlış ekonomik politikalar nedeniyle, bireylerin iş bulma veya para kazanma olasılıkları gün geçtikçe azalıyor. Eskiden aslanın ağzında olduğu iddia edilen ekmeğin şimdi aslanın neresinde olduğu herkes tarafından merak ediliyor.
Yazıma ekmeğin nerede olduğunu bilen Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Beyin sözleri ile son vermek istiyorum:
Ee geçtim A partisinden B partisine, millet oradaydı, Güzel de millet orada ama, çözüm orada değil. Allah bize basiret ihsan eylesin. Bu işin çözümü bizdedir.
Selim BAYTÜRKMEN