Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı görevini Kadın ve Aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçuya devrederken yaptığı konuşmada şu manidar cümleye yer veriyor: İktidar değişmedi, bakan değişti.
Uzun zamandır beklenen kabine değişikliği gerçekleşti. Bazı bakanlıklar el değiştirirken bazı bakanlıklara yeni ve farklı isimler atandı. Kabinenin revizyonu ile ilgili görüş belirten bazı kişiler umudumuz var cümlesini kullanıyorlardı. Oysa Bakan Çelik, iktidarın değil bakanın değiştiğini belirttiği konuşmasında, Bakanlığın otomatik pilota bağlandığını ve Yeni bakana yol haritası bırakıldığını önemle vurguluyordu.
Bu değişime ilişkin saf bir umut besleyenlere karşı Sayın Çelikin ağzından dökülen cümlelerin yeterli olmayacağını düşünerek konuyu biraz daha açalım isterseniz.
Yeni kabineye baktığınızda, aslında mevcut sistemin özünden ve işleyişinden pek de uzaklaşmadığını görürsünüz. Yeni Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlunun yıllarca Başbakan Erdoğana baş danışman olduğu ve dış politikada yapılan birçok açılıma katkı sağladığı göz önüne alındığında, değişimden veya umuttan söz etmenin nedeni yok gibi gözüküyor.
AKP hükümetinin değişime uğrayan kabinesine yerleşen yeni isimlere karşı umut besleyenler, bugüne kadar bir şekilde eleştirdikleri icraatların hayata geçirilmesinde bu insanların pay sahibi olduğunu neden unutuyorlar acaba? Hem iktidarı eleştiriyorsun hem de bakanlar değişince eleştirilerinin yerini umut alıyor. Çizgisinden zerre kadar sapma göstermeyen bir hükümet için söylenen bu ümit dolu laflar gereğinden fazla iyimserlik içeriyor.
Öncesinde kıyasıya eleştirdiğiniz birileri hakkında düşüncelerinizin değişebilmesi için, bahsi geçenlerin hatalarını kabul etmeleri ve yönleri farklı ve doğru bir tarafa çevirmeleri gerekmez mi? Kişiler değişmiş olsa da, düşünce, yöntem, hedefler hep aynıdır.
Bu ülkede bazı şeylerin değişmesi için öncelikle herkesin (özellikle toplumu etkileyen şahısların) görüş ve düşüncelerinin kendileri ile çelişmemesi gerekir. Dün kara dediğine bugün ak diyen kişiler yüzünden kaç insanın fikri ve düşünceleri bulanıyor bunu iyi hesap etmek lazım. Yoksa olduğumuz yerde saymaya devam ederiz.
Her şey artısı, eksisi ile ortaya koyulup toplum doğru bir şekilde aydınlatılmalıdır. Eğri oturup doğru konuşmanın vakti çoktan gelip geçiyor. Ancak bu umutlu arkadaşlar adına umut doluyum desem o da yalan olacak!
Selim Baytürkmen