İyi para kazanıyorum, sosyal güvencem var, kaloriferli ve geniş bir evde oturuyorum, evimin önünde son model bir araba duruyor, elbise ve ayakkabılarla dolu bir dolabım var, istediğim lokantada istediğim yemeği yiyebiliyorum desem, benim hakkımda herhalde şöyle düşünürsünüz:”Bu adam hayli zengin olmalı”.
Oysa yukarıda sıraladığım maddelere ne ben ne de Kilis’te yaşayan büyük bir çoğunluk sahip değil. Bu tür şeyler, normal yaşam standardımızın oldukça üstünde yer alıyor. Kimimizin yıllardır kullanmak zorunda kaldığı eski model bir arabası (çoğumuzun arabası da yok), özel günlerde giyebildiği bir takım elbisesi, kışı zar zor geçirdiği bir tek ayakkabısı varken, kimileri de bunlara bile sahip olmak için günde en az 12 saat çalışmak zorunda kalıyor. Hayatımızı oradan oraya savrularak ve her şeyi idare etmek zorunda bırakılarak yaşıyoruz.
Kilis’te bu zor durumu yaşamak durumunda olan insanımızı görebilmek çok da zor değil. Sağlık güvencesi olmadığı için çocuğu her hastalandığında doktor ve ilaç parasını borç ederek karşılamak zorunda kalan, evine ekmek alabilmek uğruna seyyar arabasının üstündeki 10-15 kilo sebzeyi satmak için yağmur altında saatlerce dolaşan, düzinelerce Kilisli hemşerimi gösterebilirim sizlere.
Kilis halkı olarak yıllardır sıkıntılara, dertlere alıştırıldık. Yollarımızın çukurlarla dolu olması, yağmur yağdığında çizmeyle bile yürümenin imkansızlaştığı sokaklar, çocukların oynayabileceği yeterli oyun alanlarının olmaması, Kilislinin 30-40 bininin yeşil kartlı olması kimsenin problemi değil sanki. Yıllardır “Sizlere hizmet edeceğim” söylemleriyle başımıza getirdiğimiz büyüklerimiz, Kilislinin bu makus kaderini ne zaman değiştirecekler. Yoksa yine aynı söylemlere kanıp hayatımıza böyle sıkıntılar içerisinde mi devam edeceğiz?
Kilislinin, kaloriferli ve sıcak suyu 24 saat akan (gerçi normal suyu bile 24 saat akmıyor ama) bir evde oturması, kapısının önünde aklı başında bir arabası olması, faturalarını ödeme endişesi yaşamaması, çocuğunu hastalandığında doktor ve ilaç parasını düşünmeden özel hastanelerde, polikliniklerde muayene ettirmesi, hakkı değil midir? Elbette ki bu hem Kilislinin hem de tüm insanların haklarıdır. İnsanca yaşama haklarıdır hem de.
Her insan bu haklara sahip olmak ister. Oysa farkında olmadan bu hakları kendi elleriyle başkalarına teslim eder. Peki bu hakkı nasıl başka ellere teslim ediyoruz derseniz eğer cevap çok basit olacaktır:”Sorunlara karşı duyarsız kalıyorsanız ,başınıza gelenlere boyun eğerek rıza gösteriyorsanız, seçimlerinizi düşünmeden onun bunun sözüne kanarak yapıyorsanız, problemler karşısında bir dilsiz gibi lal kesiliyorsanız” , siz “İnsanca Yaşama Hakkı”nızı kendi ellerinizle tek tek teslim ediyorsunuz demektir.