Kuraklık,özelleştirme ve yanlış politikalar ile başta üzüm ve zeytin olmak üzere, Kilis’in tarımda lokomotif ürünleri adeta yerlerde sürünüyor.
Bu yıl üzüm yine çiftçinin yüzünü güldürmüyor. Bağ bozumu mevsimindeyiz, üzüm de hem rekolte düşük hem de fiyat! Çiftçi üzümleri toplayıp toplamamak arasında gidip gelirken, üzümleri kurutan müstahsil sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Üzüm üreticisi en az maliyet ile üzümünü toplayıp elden çıkarmak için çabalıyor. Maliyetler yükselmesine rağmen üzüm fiyatları, neredeyse son 15 yılın gerisinde kalıyor. Bir zamanlar üzüm değerli diyerek zeytin ağaçlarını söküp bağ yapan çiftçiler, bugün neyi söküp neyi ekeceklerini şaşırmış vaziyette!
Sadece kuru ve yaş üzümden Kilis’e giren trilyonlarca lira şimdi girmiyor. Eylül ayı geldiğinde ufak ve büyük ölçekte üzüm üreticiliği yapan Kilislilerin ciddi bir yan gelir elde ettiği hatta geçimini sağladığı bağcılık, artık insanların sırtında büyük bir kambur olarak büyümeye devam ediyor. Çözüm derseniz yok! Çünkü mevcut iktidar meydana gelen her arızada asıl sorumlunun kendisi olmadığını iddia etmeye devam ederken, çiftçilerimizi gelişim göstermemekle suçluyor. Bu şehirde çiftçiler şikayet ederken, onlara çözüm üretecek kişiler “şunu ekin efendim, bunu ekin efendim”, “eski yöntemleri bırakın” söylemleri ile çiftçinin derdine derman oldular(?)
Domates, biber, patlıcan, buğday ve arpa her yerde yetiştiği gibi Kilis’te de yetişir. Ancak üzüm ve zeytin her yerde yetişmez. Her yerde yetişen üzüm ve zeytin Kilis’teki kadar kaliteli olmaz. Dünya zeytinyağının faydalarını, üzümün sağlığımıza yararını anlatmakla bitiremezken, Kilis’te ellerde balta girin üzüm bağlarına, dalın zeytin ağaçlarına!Şikayet etmek mi? Haşa çok memnunuz!
“Ne ekersen onu biçersin” sözün özüdür!