Kilisin önümüzdeki 1020 yıl içerisinde nasıl bir hal alacağı sorusu sorulsaydı eğer, uzun dakikalar boyunca düşünür, pek de tatmin edici bir cevap veremezdim.
Geçmişten günümüze doğru baktığımızda Kilisin gelişim grafiğinin bozuk olduğunu görürsünüz. Kendi kabuğundan sıyrılamayan ama kendi kabuğu da bir hayli eskiyen bir şehir Kilis! Ne küçük bir şehrin şirinliği ve sakinliği var Kilisin, ne de büyümüş bir şehrin insanı meşgul eden göze hoş gelen avantajları. Yani Kilis ne büyüyebildi ne de küçük kalabildi.
O eskisi gibi sessiz, sakin, insanların güler yüzle dostluklar kurduğu şehirden, en güvenilir sokaklarında gençlerin kavgalarına ve hatta birbirlerini yaralamalarına şahit olduğumuz bir şehre dönüştük. Artık Kiliste daha fazla insan tanımadığı kişilerle yan yana yürüyor cadde ve sokaklarda. Toplumsal saygı ve terbiye dediğimiz olgu, yok olmaya yüz tuttu. İnsanlar hep birbirlerinden, komşularından rahatsız ve şikâyetçi. Apartman dairelerine sıkışıp kalan insanlar da tam bir birliktelik kuramayarak, yabancılaştılar yeni yaşam dünyalarında.
Toplumsal açıdan beklenen gelişimi yakalayamayan Kilis, aynı başarısızlığı ekonomik alanda da gösterdi. Burada maddeler halinde sıralamaktansa Kilisin can damarları demekle yetinmek istiyorum, kesilince ekonomimiz de can çekişmeye başladı. İl olduk ama il olmanın gereklerini yerine getiremedik. Yapılan icraatlar hep Kilisin aleyhine neticeler verdi veya hiç vermedi. Tekel vardı kapattık, tarım vardı bitirdik (yerli biderlerimiz yok oldu), zeytin ve üzüm deseniz onların durumunu hatırlamak bile insanın canını sıkmaya yetiyor.
Konuşulanları dinledik, ama sözlerini yerine getirmeyenlere ders vermedik. Dilimiz tutuldu,
Onun için Kilis ne büyüyebilir ne de eski küçük, şirin bir ilçe olduğu günlere geri dönebilir. Soru şuydu: Kilis ilerde nasıl bir hal alır? Cevap:?
Selim BAYTÜRKMEN