Geçtiğimiz gün İçişleri Bakanlığı ve RTÜK görsel medya mensupları ile bir toplantı tertip ettiler. Basına yansıdığı kadarıyla son terör saldırılarının arkasından şehit cenazelerinde yaşanan duygulu anların, özelliklede şehit analarının yürek yakan feryatlarının basına yansıtılmasının bazı yanlışlıklara sebebiyet verdiği hakkında uyarılar yapıldığı açıklandı.
Bu görüntülerin basına yansımaları halinde terör örgütünün ekmeğine yağ sürüleceği ya da toplumsal infiallerin yaşanabileceği hatırlatıldı.
Hükümetin bu konudaki kaygılarına bir yere kadar katılmak mümkündür. Ancak, yaşanan terör saldırılarında şehit düşenlerin acılarının bütün ayrıntılarıyla basına yansımalarının toplumsal acıların paylaşımı açsından, önemine dikkat çekmek istiyorum.
AB süreciyle birlikte; toplumsal dayanışma, toplumsal uzlaşma, toplumsal paylaşma maalesef yok edildi. Eskiden bir mahallede cenaze olduğu zaman o mahallede yapılacak düğünler eğlenceler iptal edilirdi. Evlerimizde birkaç gün müzik bile dinlemezdik. Komşunun acısı paylaşılır; sadece acıları değil, pişirdikleri aşını ekmeğini sofrasını da paylaşır, böylece acılar paylaşıldıkça hafifler ve toplumsal barışa katkı sağlardı.
Şimdi böyle mi? Bırakın acıları paylaşmayı, komşusu ölüsü ile ilgilenirken, kendisi düğün dernek eğlence faaliyetlerini aksatmayı bir düşünmez bir hâl almıştır.
Biz Türk Milletiyiz; düğünümüzde oynar, ölümüzde ağlarız. Hele de vatan uğruna canını veren bir şehit görünce; yas tutarız, ağıtlar yakarız, ağlarız, acıları paylaşırız.
Meydanda şehitler var, tabiî ki toplumsal bir acı paylaşımı olmalı, tabiî ki teröre hep birlikte lanet okunmalı, tabiî ki toplumsal düşmanlara karşı öfkeli olunmalı, şiddet ve hukuk dışı eylemler dışında her türlü tepkiler ortaya konmalı, doğru haber içerikli yayınlar yapılmalıdır.
Ne yapalım yani, terör örgütünün ekmeğine yağ sürmemek bahanesi ile toplumsal tepkilerimizi bırakıp, gözyaşlarımızı içimize mi gömelim. Siyasi iktidar eğer bu görüntülerden rahatsızlık duyuyorsa, şehit analarının göz yaşı dökmesine engel olsun. Kimse keyfinden ağıt yakmıyor, gözyaşı dökmüyor!
Yaşanan bu olayların kamuoyuna yansımasında, siyasi iktidarın kaygısı; olsa olsa demokratik açılım masallarına inanan vatandaş kitlesindeki ciddi azalmaların meydana gelmesi ve iktidarın inandırıcılığını kaybetmesi yatmaktadır.
UĞUR KEPEKÇİ