AKP iktidarıyla birlikte sözüm ona dindarların normalleşme süreci maalesef sağlıksız büyümeyi de beraberinde getirdi. Daha önce kaleme aldığımız bir makalede bunun sinyallerini vermiştik. Dindarlaşmıyoruz demiştik. Bakınız yaklaşık 2 yıl önce neler yazmışız:
Her ne kadar iktidara son birkaç seçimdir dindar görünümlü kimseler geliyorsa da, dindarlık yükselen değer olarak görünüyorsa da, camilere ya da dini toplantılara katılanlarda sayı olarak artışlar varsa da, Hac ve umre turlarına rağbet fazlaysa da; dindarlaşmıyoruz.
Dindarlık, gerçek din olan İslam’la barışıklıktır.
Dindarlık, İslam’ın emir ve yasaklarına uymaktır.
Dindarlık, dünya menfaatini değil, ahireti tercih etmektir.
Dindarlık, para, makam, şan ve şöhret için bir şeylerini feda etmemektir.
Dindarlık, zinayı suç saymak ve uzak durmaktır.
Dindarlık, faizin her türlüsüne karşı çıkmak ve uzak durmaktır.
Dindarlık, yolsuzluk yapmamaktır.
Dindarlık, haksız kazanç elde etmeye çalışmamaktır.
Dindarlık, rüşvet almamak ve vermemektir.
Dindarlık, yalancılıktan uzak durmaktır.
Dindarlık, ayrımcılık yapmamaktır.
Dindarlık, Allah’ın düşmanlarını dost edinmemektir.
Dindarlık, Muhammed ’siz din olmayacağına inanmaktır.
Dindarlık, Allah katında tek geçerli din İslam’dır demektir.
Dindarlık, vatanın kutsal değerlerine, toprağa, bayrağa, önem vermektir.
Dindarlık, sadece Allah’tan korkmaktır, yalnız Ondan istemek ve yalnız Ona kulluk etmektir.
Bu konudaki örnekleri istemediğiniz kadar çoğaltabiliriz. Ama buna imkânımız elvermez. Çünkü yaşadığımız dünyada hele de ülkemizde o kadar çarpıklıklar var ki akıl sır ermez bir vaziyet almıştır.
Meydanda görünen tablo böyleyken; birileri çıkıp da dindarlaştığımızı söyleyince zıvanadan çıkıyor insan…
Geçmiş ile bu günümüzü kıyas yapabilen akıl sahipleri bilir ki; yaşadığımız dönem kadar çok yüzlülük yaşanmamıştır. Hangi konumda ve mevkide olursa olsun insanların çok yüzlülükleri gittikçe artmakta, yaptıkları dindarlıktan başka her şeye benzemekte, insanlar dış görünüşünden tanınmaz bir haldedir.
Kimsecikler kendinde olması gereken söz ve tavırlara uygun davranış sergilemiyor. Hacısından hocasından, âliminden cahilinden, kadınından erkeğinden, öğrencisinden öğretmeninden, esnafından tüccarından, alıcısından satıcısından, kime baksanız bağlar gazeli… Yanlışlar yumağı… Kime güvenseniz güvendiğiniz dağlara karlar yağıyor…(Dindarlaşmıyoruz / 09.02.2012)
Yaklaşık 2 sene önce yaptığımız bu tespitlerdeki olumsuzluklar gün geçtikçe daha da artmış, devletin kurumlarına sıçramış; bakanların, bürokratların, belediye başkanlarının, bakan çocuklarının, iş adamlarının da içinde bulunduğu rüşvet ve yolsuzluk iddiaları gündemde birinci sıraya oturmuştur.
Öyleyse kendimizi kandırmanın âlemi yoktur. Dün, dindarlaşmadığımızı söylemiştik; bugün de aynı şeyi söylüyoruz; Dindarlaşmıyoruz!
Yarınki “normalleşme sürecine nasıl dönülür?” Makalemizde, çözüm önerilerine değineceğiz.
Uğur Kepekçi / 3 Ocak 2014