Bir önceki “sessiz çoğunluk” yazımızda cumhurbaşkanı seçimi hakkında bazı fikirlerimizi paylaşmıştık. Bu makalemizde de aynı konu hakkında görüşlerimize devam edeceğiz.
Değerli okurlarımız, henüz sandık önümüze konmadan bazı meseleleri aklıselim bir şekilde düşünmeliyiz. İş işte geçtikten sonra pişmanlık bir fayda vermeyecektir.
Bildiğiniz gibi 10 Ağustos 2014 Pazar günü sandığa gideceğiz ve cumhurbaşkanını seçeceğiz. Türk tarihinde ilk defa gerçekleşecek bu seçimde, halk kendi oylarıyla cumhurbaşkanını seçecek. Türk halkı her ne kadar cumhurbaşkanını seçiyor gibi görünse de farklı şeyleri seçecektir.
Bu seçimden sonra sadece cumhurbaşkanı değil birçok şeyin değişme imkânı olabilecektir. Daha açık bir ifadeyle; aslında bu seçimden sonra Türk siyaseti çok farklı bir konuma gelebilir. Yönetim sistemi değişebilir. Allah korusun cumhurbaşkanı seçiyoruz derken bir anda bölünmenin eşiğine gelebiliriz.
İzah etmeye çalışalım. Sayın Erdoğan’ın bazı ortamlarda ağzından kaçırdığı, AKP temsilcilerinin bazı ortamlarda dile getirdiği bir sistem değişikliği arzuları vardır. Sayın Erdoğan, şu anda tepki toplamamak için fazla sesli olarak dile getirilmese de cumhurbaşkanı seçilir seçilmez ilk olarak gündeme getirecekleri konu; başkanlık sistemi olacaktır. Zaten buna zemin hazırlığı yapılmaktadır.
Meclisteki çoğunluk ve çıkarı olan kimselerin desteği ile anayasal çoğunluğu yakalayıp çok kısa bir sürede başkanlık sistemine geçilebilir ve federatif yapıya geçilebilir. Bu şekilde bölünmenin, parçalanmanın kapısı aralanmış olacaktır.
İstesek de istemesek de gerek iç gerek dış dinamikler bunu tezgâhlamaktadır. Halkımız farklı gündemlerle ve Tayyip Erdoğan’ı rütbelerin en yükseğine çıkartmak hayaliyle avutulurken; korkarım ki uykudan uyandığında çok geç olmuş olacak ve geri dönüşün asla mümkün olmadığı; bölünmenin, parçalanmanın kapısı aralanacaktır.
Ben inanıyorum ki AKP ye oy veren, Tayyip Erdoğan’a ölümüne sevgi besleyen birçok kimse bile bu tehlikeli duruma asla rıza göstermeyecektir. Ama maalesef çok da dürüst bir siyaset yapılmadığı için bu tehlike vatandaşımızın gözünden kaçırılıyor.
Halkımızdan ricam şudur ki; oynanan oyunlara, çevrilen dolaplara karşı uyanık olunuz.
Düşünmeden asla oyunuzu vermeyin!