Yaklaşık 30 seneye varan bir zamandır Prof. Dr. Haydar Baş hocamızla beraberim. Onda gördüğüm en önemli vasıf; olaylara feraset gözlüğü ile bakması ve tespitlerindeki isabet oranıdır.
Lider ve fikir adamı odur ki; olayları önceden gören ve tespit edendir. Olay gerçekleştikten sonraki tespit ve analiz yapanla, öncesini gören ve tespit eden asla bir olamaz.
Ülkemizde yaşanan çirkin ve bilinçsiz siyaset süreci yüzünden, inadına bir bakış sergileyen vatandaşların bir kısmı bu gerçeği görmekten çok uzak, bir kısmı gördüğü halde çıkarlarına ters düştüğünden; gözünü, kulağını ve gönlünü kapatmakta, böylece Sayın Başın tespitleri maalesef toplumda geç anlaşılmaya sebebiyet vermektedir.
Önceden uyaranı duymayan, göremeyen, hissetmeyenler, olay meydana çıkınca görmekte anlamakta ama maalesef iş işten geçmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti batılılaşma sürecinde kendince en önemli adım olarak gördüğü AB üyeliği girişimi nedeniyle bayram ederken Sayın Baş, bu birliğin asla uzun süreli bir birlik olamayacağını, ne bugün ne yarın bizi AB ye almayacaklarını
Zaten AB ile bizim aramızda kültürel, sosyal ve inanç bakımından doku uyuşmazlıkları olduğunu, dile getirmişti.
Prof. Dr. Baş, ayrıca Avrupa Birliğinin Türkiyeye müzakere tarihi verdiği 17 Aralık 2004 tarihinden 3 gün önce 14 Aralıkta Ankarada yapılan BTP Olağan 2. Kongresinde yaptığı konuşmada ABnin geleceğine ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulunmuştu: Ben ilim adamı olarak konuşuyorum, siyasetçi olarak değil. Avrupa Birliği süratle çöküşe gidiyor. Madde 1: Avrupa, yeraltı kaynaklarını bitirmiştir. Madde 2: Avrupanın nüfusu ihtiyarlamıştır. Madde 3: En önemlisi budur. Birliğe geçtikten sonra Avrupa, emisyonunu genişletme kabiliyetini kaybetmiştir. Bir yere yazın, Avrupa Birliği bundan sonra her gün para darlığına girecektir. Şu anda Türkiyenin yaşadığı kaderi Avrupa, daha şiddetli bir şekilde yaşayacaktır.
Prof. Dr. Haydar Başın bundan 6 yıl önce Avrupa genelinde kendini yoğun olarak hissettiren durgunluğun ortak para birimi Euroya geçişten kaynaklandığını dile getirerek şu ifadeleri dile getirmişti; Milli gelirin yüzde 30u piyasada para olarak bulunması lazım. Vücudun nasıl kana ihtiyacı varsa piyasanın da paraya ihtiyacı vardır. Paranın tek merkezden idaresi bu şartın gerçekleşmesini engelliyor. Emisyon daralınca müdahale edemiyorsunuz. AB içinde önceden kural gereği emisyonu genişleten ülkeler şimdi genişletemiyorlar. Mal çoğalıyor, para mahdut kalıyor. Bundan en çok etkilenen Almanyanın yaşadığı problem, topyekün Avrupanın yaşadığı bir problem haline gelecek. Para birliği ABnin sonunu getirebilir.
Sayın Başın senelerdir haykırdığı gerçekleri Nobel Ekonomi Ödüllü İktisatçı Joseph Stiglitz bugün görebiliyor ve dile getiriyor. Euronun geleceğinin şüpheli olduğunu, Avrupa genelinde yayılan kemer sıkma politikasının yeni bir durgunluk dalgasına yol açabileceğini, ABnin kendini kurtarması için Eurodan vazgeçmesi gerektiğini vurguluyor.
Gördüğünüz gibi Sayın Baş yıllar öncesinden tespit ediyor uyarıyor, Nobel ödüllü ekonomist yıllar sonra görüyor ve sadece gördüğünü analiz ediyor.
Ey ehli vicdan neredesiniz! Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Başın uyarılarını ne zaman dikkate alacaksınız!
UĞUR KEPEKÇİ