Milletimizin malumu üzere AKP tarafında hazırlanan anayasa paketi 12 Eylül 2010 tarihinde halk oylamasına sunulacak, vatandaşlarımız da evet ya da hayır yönünde tercihini kullanacak. Yine toplumun büyük bir kesimi maalesef fikirlerden çok duygularının esiri olacak, yine bilinçsizce sandığa gidecek, yine neye evet neye hayır dediğini anlamadan oyunu ahbap çavuş ilişkisi ya da yandaşlık psikolojisiyle kullanacak, yine ağızlarda sakız olan demokrasi katlolacak
Her türlü olumsuzluğa, bilgi kirliliğine ve kör dövüşüne rağmen biz bu oyuna gelmeyecek, sorumluluk bilinciyle hareket edecek, elimizden geldiği kadar okurlarımızı aydınlatmaya çalışacağız. Şunu peşinen söyleyelim ki her taş yerinde ağırdır atasözü gereği, asla haddimizi aşmamaya çalışacağız ve konu hukuk ve kanunlar olduğu için bu konunun erbabı olan hukukçu dostlarımızın fikirlerine yer verecek, onlarla yaptığımız görüşmeleri sizlerle paylaşmaya çalışacağız.
Bizler AKP anayasasına hayır deme sebeplerimizi ortaya koyarken evet cephesinin de gerekçelerini hukuk ve akıl çerçevesinde ortaya koymalarını beklemek en doğal hakkımız olsa gerektir.
Bağımsız Türkiye Partisi Afyonda düzenlediği eğitim seminerleri toplantısında gazeteci yazar ve hukukçu dostlarımızla bu konuyu etraflıca istişare etmek şansına sahip olduk. Hukukçu dostlarımızdan sözlü olarak dile getirdikleri gerekçeleri yazılı metin haline getirmelerini rica ettik. Hukukçu ve araştırmacı dostlarımızla elde ettiğimiz fikirleri sizlerle paylaşacağız.
Gerekçelerimizi açıklamaya AKP anayasası hakkındaki düşüncelerimizi temel bir mantık üzerine oturtarak başlamak istiyoruz. Ve neden her fırsatta AKP anayasası terimini kullanıyoruz, oradan başlayalım.
Her fırsatta eleştirilen 12 Eylül 1982 anayasası ile AKP anayasası arasındaki hazırlanış ve sunuluş mantığı arasında çok belirgin farklar vardır. Belki de işin en can alıcı noktası burasıdır. 1982 anayasası hazırlanırken her ilden temsilciler tayin edilerek kamuoyunda aylar süren tartışmalar olmuş, toplumsal mutabakat sağlanmıştı. Çünkü alınan evet oyu % 90 ın üzerindedir.
2010 anayasası kapalı kapılar arkasında, sadece AKP liler ve yandaşları tarafından hazırlanmış, muhalefetten fikir alışverişinden kaçınılmış, sürekli kavgalar gündeme gelmiş, gece sabahlara kadar süren, sadece vekiller tarafından duyulan ve fakat vatandaştan adeta gizlenen maddeler baskın oturumlar ve baskın oylamalar neticesinde geçiştirilmiştir.
Bu tutumlarından dolayı hazırlanan anayasa metni milletin olmaktan uzaktır ve AKP anayasası ifadesini fazlasıyla hak etmektedir.
Maddelerin içeriği hakkında bırakın normal vatandaşı, vekillerin bile çok bilgi sahibi olduğu kanaatinde değiliz. Paketin hazırlanış biçimi açısından değerlendirildiğinde, 1982 anayasasının 2010 dan daha demokratik olduğunu söyleyebiliriz. Birinci hayır sebebimiz paketin hazırlanış biçimindeki anti demokratik davranıştır ve beklide en can alıcı nokta burasıdır. Devam edeceğiz
UĞUR KEPEKÇİ