Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında konuşan Başbakan R.T. Erdoğan; ''Asgari ücreti 3000 liraya çıkaracağını, 73 milyonun tamamına da asgari ücretten maaş bağlayacağını söyleyenleri milletim nasıl istihza ile izliyorsa; emin olun her aileye maaş bağlayacağını, maaşı kadına ödeyeceğini söyleyenleri de milletim istihza ile acı bir gülümseme ile izliyor'' dedi
Sayın Başbakanın kullandığı bu cümlenin birkaç açıdan değerlendirilmesi gerekmektedir:
Öncelikle verdiği bu bilginin yanlışlığına şahit oluyoruz. Kullanılan ifadede geçen 73 milyonun tamamına asgari ücretten maaş bağlanacağını söyleyenler diye vasfettiği şekilde bir vaatte bulunan yok
Kendisinin kast ettiği, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin söylemlerini dayandırdığı; Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projelerinde formülize edilen vaatler, 18 yaşından büyük olan her Türk vatandaşına 500 TL vatandaşlık maaşı, her ev hanımına 500 TL ev hanımı maaşı, çalışanlara da 3000 TL asgari ücrettir. Ve bunlar da ilmi delillere dayandırılmaktadır.
Demek ki Sayın Başbakanın bu konuda gerekli bilgi donanımı yoktur
Diğer bir yanlışlık milletim istihza ile acı bir gülümseme ile izliyor'' sözüdür. Bu söz maksadını aşan ve kendisini vebal altında koyan bir sözdür. Mesela ben bir vatandaşım ve Sayın Başbakana benim adıma konuşma salahiyetini vermedim. Ben Sayın Başın fikirleriyle bırakın haşa istihza(alay) etmeyi, onunla şeref duyuyorum, iyi ki var diye Allaha hamd ediyor ve onun başarısı için gayret, dua ve niyazlarda bulunuyorum.
Peki, bir ülkenin Başbakanı olmak gibi bir sıfat taşıyan birinin, demokratik laik bir ülkede siyasi parti lideri olan ve fikirleri uluslararası kongrelerde dahi kabul gören, Prof. Dr. Haydar Baş gibi, bir fikir ve gönül adamına bu ifadeyi kullanması etik açıdan, seviye ve üslup açısından uygun mudur? Derseniz, asla ve hiç de uygun değildir. Deriz
İstihza(alay etmek) fiilinin imandaki yerine baktığımız zaman, ayetlerde istihza sahiplerini bekleyen korkunç akıbet hakkında bir iman sahibinin mutlaka bilgi sahibi olması gereken bilgilere rağmen, Sayın Başbakan bu konuda da (iddia ettikleri dindarlıkla), çelişkili bir tavır sergilemektedirler.
İşte o ayetler; İman edenlerle karşılaştıkları zaman, İnandık derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz derler.
Gerçekte Allah onlarla alay eder (alaylarından dolayı onları cezalandırır); azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.
İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır.(Bakara/ 14-15-16)
Velhasıl, Sayın Başbakanımızın bu sözünü birkaç açıdan ele alınca iman, bilgi ve seviye farkını görmemek mümkün değildir diyor. Yunusun sözü ile bitiriyorum er kişi yarın hak divanda belli olur
UĞUR KEPEKÇİ