İslam güzel ahlak dini olmasına rağmen son zamanlarda o kadar siyasallaştı ki, Cuma günleri siyasetten uzak hutbe okunacak cami arar olduk. Birkaç kişinin bir araya geldiği sohbet meclisinde gündelik kavgalardan dedikodudan uzak durulacak mı? Güzel ahlaktan bahsedilecek mi acaba? Diye bekler olduk. Ama maalesef Müslümanlar, İslam ve onun şanlı peygamberinin gönderiliş sebebini anlamaktan uzak tavırlar sergilemeye devam ediyor. Bu sebeple iş mecrasından çıkmış oluyor.
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed(s.a.a.) efendimiz gönderiliş sebebini şöylece haber vermiştir: “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.” (İbn Hanbel, Müsned, II, 381)
Kur’an’ı Kerim’de de onun ahlakına atıfta bulunulmuş ve övgü ile bahsedilmiştir: “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.”( Kalem: 4)
Güzel ahlak hakkında Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed(s.a.a.) bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: Nevvâs İbni Sem’ân radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sordum. Buyurdu ki: “İyilik güzel ahlâktan ibarettir. Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir.” (Müslim, Birr 14, 15. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 52.)
Bir başka hadisi şerifte de “Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.”( Buhârî, Menâkıb 23)
Madem Allah’ın kulu hakkında hoşnut olduğu amel güzel ahlaktır, o zaman her şeyden önce ahlakımızı güzelleştirmenin yollarını aramak, bulmak ve gereğini yerine getirmek zorundayız. Yüce Allah, bizden dünyaya düzen vermeden önce kendimize çekidüzen vermemizi istemektedir. Buradaki ince noktayı ve güzel ahlak önceliğini gözen kaçıran sözde Müslümanlar, din adına dine zarar vermekten başka bir işe yaramamaktadırlar. İyilik ve güzel ahlak kendiliğinden oluşan bir hal değildir. Güzel ahlakı elde edebilmek için mutlaka bir gayret ortaya koymak gerekmektedir.
Kime sorsanız kendine iyilikle muamele edilmesini ister. Maalesef kendine reva gördüğü bu güzelliği çoğu zaman başkasından esirger. Toplum olarak ve dünya olarak gelinen nokta meydandadır(!)
İnsanların bilgileri artabilir ama şöyle bir etrafımıza baktığımız zaman güzel ahlaktan nasiptar olan insan sayısının oldukça az olduğu görülür. Bu günlük hayatta böyle, ibadette böyle, siyasette böyle, ticarette böyle, hatta kutsal topraklarda bile böyledir…
Güzel ahlak, insanlığın her zaman her yerde özlediği bir davranış biçimdir.
Şunu bilmek zorundayız ki; “güzel ahlak, insanlığın davranış biçimi olmadığı müddetçe insanlık rahat yüzü görmeyecektir.”
Uğur Kepekçi / 21 Ocak 2014