Zamanında
kılınan namazların “eda”, zamanında kılınmayıp sonraya kalan namazların “kaza”
olarak nitelendiğini ve Müslüman olan her kadın ve erkeğe ister eda ister kaza
olsun bu namazları kılmalarının gerektiği hakkında kapsamlı bir yazı serisi paylaştık.
Bu konuda
bize ışık olan Rahmetli Prof. Dr. Haydar Hocamızdan Rabbim razılığını arttırsın,
makamını daha yüce kılsın.
Bu kadar
bilgiden sonra bizler de siz değerli dostlarımıza birkaç satır tavsiyede
bulunalım istedik.
Zariyat
suresi 56. Ayette de Yüce Allah’ın “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk
etsinler diye yarattım.” Buyurduğuna göre, kula düşen görev; kulluğun gereği
olan ibadeti de yerine getirmesidir.
Bu konuda da
bütün mahlukatın zikrini cem eden namaz, gerçekten Allaha kulluğun ispatında
çok önemli bir görevdir. Bunu bilmeyen Müslüman yoktur ama namazının kıymetini bilmeyenler
de gayet çoktur…
Ankebut
suresi 45. ayeti kerimede yüce Allah “Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazı
özenle kıl. Kuşkusuz namaz hayasızlıktan ve kötülükten meneder. Allah’ı anmak
her şeyden önemlidir. Allah yaptıklarınızı bilir.” Buyurduğuna göre; toplumda
da fenalık miktarı gayet çok ise demek ki namazlarımızda bir arıza söz
konusudur.
İşte bu
arızayı ortadan kaldırmak için öncelikle namazın Allah ile kul arasındaki bir
buluşma, bir konuşma seremonisi olduğunu; sonunda da Allah’ın rızasına erişip cennetiyle
müjdelenmek olduğunu; terkinin de büyük azaplara sebep olduğunu kafamıza iyice
koymalıyız.
Kılacağımız
her namazı vaktinde kılmak ve önceden kazaya kalmış namazı, disiplinli ve
hesaplı bir şekilde kaza ederek hayatımıza farklı bir anlam, farklı bir heyecan
katabiliriz.
Geçmişte on
yıllarca kaza namazı eksik olanların bile borçlarını kaza namazları kılarak
ödedikleri ve Allah’ın affına layık oldukları kişiler çoktur. 15-20 sene gibi
kaza namazı olanların bu borçlarını belli bir plan çerçevesinde kıldıklarına
şahit oldum.
Bakınız
değerli dostlarım, zamanında kılamadıklarınız namazlarınızı maddi borç gibi
hissedip ne kadar kaza namazlarınız varsa hesaplayarak bir yere not edersiniz.
Borcunuzun miktarını öğrenir ona göre bir plan hazırlarsınız.
Farklı
metotlar uygulanabilir:
Her vakit
namazıyla birlikte mutlaka bir de kaza borcu ödeyebilirsiniz.
Bir
arkadaşınızla birbirinizi kontrol ederek ve tatlı bir yarışla işi zevke
dönüştürebilirsiniz.
Günün belli
saatlerinde kaza namazları kılma programı yapabilirsiniz.
Yapmanız
gereken, gecede bir diziye ayırdığınız zamandan daha az bir zaman, namaza vakit
ayırabilmek...
Mesela
gecede bir saat kaza namazı kılarsınız. Onu da not edersiniz. Hesap önünüzde,
onu her gün gündeminizde tutarsınız. Bakarsınız ki bu iş sevdaya dönüşür.
“Rabbime
olan borcumu bir an önce ödemeliyim” şuuru sizi düşündüğünüz zamandan daha
erken tertip sahibi olmaya götürebilir.
İbadette
şuur “boş zaman değerlendirmek mantığıyla değil. Özel zaman ayırmakla”elde edilir. Yani Allah’ın emirlerini sevdaya dönüştürmenin adıdır şuur…
Namazın
aşkını yakalayınca o iş sizi muhabbetullaha götürür, muhabbetullaha ulaşana da
zor işler kolay olur.
Taptuk Emre
aşıkların nelere kudretinin yeteceğini bakınız ne güzel beyan ediyor bir
beytinde: "Aşk ile yürüyen sırtında dünyayı taşır, aşksız yürüyen beden
diye bir ceset taşır."
Haydin
namaza! Haydin kurtuluşa! Bugünden tezi yok, Allah’a olan aşkımızı ispat için namazlarımızı
tamama erdirmeye karar verelim ve yola koyulalım ki varış yerimiz cennet ola
vesselam…
Uğur Kepekçi
(sesli olarak dinlemek isteyenler aşağıdaki linkten faydalanabilirler)
http://www.yenimesaj.com.tr/kaza-namazinin-hukmu-hakkinda-8-H1345579.htm