Günahlardan korunmak yada temiz kalabilmek, Peygamberlere mahsus bir hâldir. Onlar yaradılıştan temiz kişilerdir. Onların her anı ibadet, her anı Allahla beraber olmakla geçtiğinden, Allah tarafından korunmuşlardır. Birde şanslı ve seçkin bazı kullar vardır
Onlarda Allahın kendine dost seçtiği kullar
Onlar müstesna insanlardır!
Ama bizler şaşıran, beşer mahluklar olduğumuz için sürekli günahlarla, hayasızlıklarla, kötülüklerle karşı karşıya kalabilmekteyiz. Zaten namaz, bizler için bir yerde kötülüklerden, günahlardan, temizlenmek için bir vasıta hükmünde yaratılmıştır. O zaman; temizlenip namaza başlamayı beklemeden, namazla temizlenmeye çalışmak, daha akılcı ve daha doğru bir yoldur.
Hz. Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şöyle söylediğini işittim:
"Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı, ne dersiniz?"
"Bu hâl, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalâtu vesselâm:
"İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu." (Buhâri, Mevâkît 6; Müslim, Mesâcid 282, 666)
Namaz, Allahın rahmetine mahzar olmanın, Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed(sav) ile Cennette arkadaş olmanın ve Onun şefaatine ulaşmanın da yoludur;
Bir kişi Hz. Peygamber'e 'Ey Allah'ın Resûlü! Allah'tan benim için, cennette arkadaşlığınızı nasip etmesini ve şefaatinize mazhar olabilmeyi ister misiniz?' der. Bu istek karşısında Hz. Peygamber şöyle buyurur: 'O halde sen de, çok secde etmek suretiyle bana yardımcı ol! (Müslim)
Allah, cümlemize hakkıyla namaz kılmayı, namazdaki nükte olan zikri yaşamayı, kıldığımız namazla miracın sırrına ermeyi, kötülüklerden alıkonmayı, Peygamberin şefaatine erişmeyi, sonunda da Allahın rızasına kavuşmayı nasip eylesin
Amin!
UĞUR KEPEKÇİ