Prof. Dr. Haydar Baş konuşmalarının bir bölümünde de Milli Ekonomi Modelinden ve Sosyal Devlet Milli Devlet projelerinden bahsettiler. Bu konuda da özetle şu ifadeleri kullandılar: “Dünyanın her tarafında fakirlik ve zulüm gören Müslümanların mutlaka ekonomik bağımsızlıklarına kavuşmaları lazımdır. Asırlardır bir yanlışın peşinden koşanlara, haçlıların kapitalist anlayışına karşı ben Milli Ekonomi Modeli ve onun uygulama şekli olan Sosyal Devlet Milli Devlet projelerini geliştirdim. Bu model bizim inancımızın eseridir. Bu konuda dünya çapında sempozyumlar düzenledik ve modelimizi dünyaya duyurduk. İlk sahiplenen Rusya oldu ve 2005 yılından bu yana sürekli yükseldi. Şu anda bizim modelimiz sayesinde dünyanın bir numarası oldu. Kanaatim odur ki Milli Ekonomi Modeli burada da uygulandığı taktirde, buradaki insanlar da refah ve mutluluk elde edecekledir.”
Dinlerarası diyalog faaliyetlerine karşı da uyanık olmaları konusunda Necef ulamasını uyardı: “Dinlerarası Diyalog fitnesiyle aranıza sızabilirler. Vatikan size de bir şekilde el atabilir. Bu konuda uyanık olun. Bakın ben Türkiye’deki dostlarımızı uyardım beni dinlemediler şu anda büyük sıkıntılar çekiyorlar. Siz beni dinleyin ve bu konuda önlem alın.”
Ehl-i Beyt davasına hizmet adına ve Sünni Şii barışına katkı sağlama adına; bundan sonra yapılabilecekler konusunda da fikirler beyan edildi.
Prof. Haydar Baş hocamızın yaptığı konuşmalardan sonra Seyit Salih El Hekim şu talepte bulundu: “Biz bundan sonra sizinle sürekli irtibat halinde bulunmak ve sadece Ehl-i Beyt konusunda değil Milli Ekonomi Modeli konusunda da bilgi alışverişinde bulunmak istiyoruz. Karşılıklı heyetler kurulsun, gerek siz buraya gelerek, gerekse de biz Türkiye’ye giderek bu birlikteliğe katkı sağlayalım. Ve Milli Ekonomi Modelini bizler de öğrenelim.”
Daha sonra Prof. Dr. Haydar Baş yapılan teklifi memnuniyetle kabul ettiler. Konuşmalardan sonra salonda gayet duygu dolu anlar yaşandı. İlim adamları Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza karşı sevgi ve saygı gösterisinde bulundular.
Kalacağımız otellere yerleştik. Sabah namazıyla birlikte havaalanına doğru yol aldık ve İmam Ali (as)’ın mezarı şerifiyle şeref bulan Necef’ten memleketimize doğru yol aldık. Yarın yazımızı sona erdirecek ve bu konuda son sözlerimizi söyleyeceğiz, inşallah. Nasibimizce…
(devam edecek)
Uğur Kepekçi / 2 Şubat 2014