Çok tantanalı ve heyecanlı geçen yerel seçimler sona erdi. Sandıktan çıkan sonuçlara herkes kendince yorumlar yapacak, kendini haklı çıkartacak. Sonuçlara itiraz eden olacak, sevinen olacak, üzülen olacak. Bazıları sonuçları oldukça abartacak, bazıları karamsarlık gösterecek, bazıları çeşitli senaryolar üretecek.
Aslında bir gerçek varsa o da herkes ettiğini bulacak; ektiğini biçecek. Kimi bu dünyada kimi ise ahirette karşılığını bulacaktır.
Yapılan tercihlerin neticesi zaman içinde hayır ya da şer meydana çıkacak; milletimiz kendi tercihinin neticesini hep birlikte görecektir.
Elde edilen sonuçları yine herkes farklı değerlendirip bazıları sonuçları hayır, bazıları da şer olarak niteleyecektir.
Aslında bunun şer mi hayır mı olduğunu elbette bilen ve karar veren yüce Allah’tır. Biz kullar neyin hayır, neyin şer olduğunu bilmekten çoğu zaman aciz kalmaktayız. Bu konuda yüce kitabımızdan şu ayeti aktarmakta fayda görmekteyim:
“Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysaki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara /216)
Yapılan yerel seçimler, hatırladığım seçimler içinde en verimsiz ve en karmaşık bir seçim oldu diyebilirim. Bir sefer bu seçim, amacından saptı. Yapılan yerel bir seçim olmasına rağmen genel seçim havasında geçti. Bütün mitinglerde, konuşan parti liderleri olmuştur. Ne plandan, ne projeden, Ne adaydan, ne yapılacak işlerden bahsetmek yerine “tencere tava, senin dibin benden kara” mantığı oluştu. Meydanların dili gayet sert ve seviyesizdi.
Bu kara propagandanın dışında kalan ve sadece projelerini anlatarak milli ve dini bütünlüğümüzü tehdit eden unsurları halkımıza anlatan birileri elbette vardı. Bunlar Bağımsız Türkiye Partisiydi. Gerek genel başkan Prof. Dr. Haydar Baş, gerekse de BTP belediye başkan adayları gittikleri her yerde, yaptıkları her programda, Milli Ekonomi Modeli kapsamında yerel projelerden bahsettiler. Şahsi kavgalara, belden aşağı seviyesiz siyasete, şahısları rencide edecek hiçbir davranışa başvurmadılar. Dolayısıyla istenilen oy verilmese de vatandaşımızın gönlünde taht kurdular.
Bundan sonraki süreçte bütün siyasi partilere, siyasilere, özellikle de belediyelik kazanan şahıslara düşen görev; yaşanan gerginlik politikasından vazgeçip bir an önce normalleşme sürecine dönmektir. Gerginlik ve kavga siyasetinin ülkemize ve milletimize kazandıracağı bir şey yoktur.
Uğur Kepekçi / 3 Nisan 2014