Bir önceki “Peygamberimize olan bağlılığımızı sorgulamalıyız” makalemizde, Peygamberimizin kutlu doğumu vesilesiyle bir muhasebe fırsatı elde etmemiz gerektiğinden yola çıkarak; Ona olan bağlılığımızın mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini hatırlatmıştık.
Yüce Allah (cc), dünyevi ve uhrevi kurtuluşun rehberi olarak gönderdiği Âlemlere Rahmet Muhammed (s.a.a.) efendimizi bizim üzerimizde sürekli ikaz edici kılmış; Onu, yaşayan Kur'an olarak dünya âleminde yaşatmıştır. Bu vesileyle Onun hayat ölçüleri, kıyamete kadar da ölçü ve rehber olarak kalacaktır.
Onun yolu, Sırat-ı müstakim diye adlandırılan doğru yoldur. Yolunun işaret taşları ise Onun söz ve davranışlarıdır. Söz ve davranışlarına uyan, Onun yoluna tabi olmuş, yaratılış sebebini de kavramış demektir.
Peygamberimiz(s.a.a.) Veda hutbesinde kendini takip etmek isteyenlere yolunu şöylece tarif etmiştir; "Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitab'ı ve benim Ehl-i Beyt'imdir." (Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122)
Bu uyarıdan da anlaşılan şudur ki; Allah'ın Kitabındaki buyrukları ve Hz. Muhammed'in (s.a.a.) sünnetlerini gerçek manada anlayan ve yaşayanların Ehl-i Beyt olduğu haber verilmiştir.
Bir başka hadisi şerifte Ehl-i Beyt'e tabi olmanın gereği işaret edilmiştir:
"Benim Ehl-i Beyt'imin sizin içinizdeki misali, Hz. Nuh'un kavmi içerisindeki Hz. Nuh'un gemisi gibidir. Kim gemiye binerse necat bulur, kim binmezse helak olur." Buyurmuştur. (Suyuti, Tefsir-i Hulafa, s.573; Taberani, Mu'cem'ül Kebir, s. 78)
Gerçek kurtuluş, Ehl-i Beyt'le olmak ve Ehl-i Beyt'i sevmekle olduğuna göre; Ehl-i Beyt'i sevmek ve tabi olmak imanın gereğidir.
Ehl-i Beyt'i sevmek, hayatlarını öğrenmek, anlamak ve yaşamak imanın gereği olduğuna göre Ehl-i Beyt'siz bir din anlayışı eksiktir.
Peygamberimize giden yolun işaret taşlarından birkaç hatırlatma yaptık. Rabbim Peygamberimizin yoluna tabi olan ve Onun şefaatine layık olan kullarından eylesin. Âmin…
Uğur Kepekçi / 14 Ocak 2014