Yüce
Allah, hikmeti gereği canlı-cansız bütün mahlukat içerisinden, zamanlardan ve
mekânlarlardan bazılarını seçmiştir.
Cenab-ı
Hakk, özellikle seçtiği her şeyi, “Habibim” dediği, alemlere rahmet
olarak gönderdiği; Hz. Muhammed Aleyhisselam hürmetine yaratığını beyan
etmiştir.
“Habibim
Sen olmasaydın, alemleri yaratmazdım” Hadisi Kutsisinin yanında, Enbiya suresi 107. Ayeti
Kerimede de:
“Seni
ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” Buyurmakla, Hz. Muhammed’i seçmiş ve yarattığı her
şeye sebep olarak da Onu göstermiştir:
Bu
seçilmişliği şu hadisi şerifleriyle peygamberimiz bize haber veriyor:
"Allah,
seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım, buyurdu." buyurmuştur. (Îmân/ Ahmed,
Müsned IV-127)
Allah
tarafından seçilmiş olan; insan, mekân ve zaman kavramı içerisine giren
zamanlardan; Recep ayına girmiş olmanın farklı bir heyecanını yaşıyoruz.
Peygamberimiz
Receb ayı ve Regaib gecesiyle alakalı şu müjdeleri vermiştir:
"Receb
Allah'ın ayıdır, Şaban Benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır" deyince Resûlallah
Efendimize (s.a.v.) soruldu: "Ya Resûlallah, Receb ayı için Allah'ın ayı
denmesinin sebebi nedir?
Peygamberimiz
şöyle buyurdu: "Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda,
halkın kan dökmesine mâni vardır. Bu ayda, Allah Teâlâ peygamberlerinin
tövbelerini kabul görmüştür. Allah-u Teâlâ bu ayda peygamberlerini
düşmanlarından korumuştur. Bir kimse Receb ayını oruçlu olarak geçirir ise
Allah-u Teâlâ üç şeyi onun için gerekli kılar. Şöyle ki: Geçmiş günahlarının
tümünü bağışlar. Kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder. Büyük huzura çıkılan
kıyamet gününün susuzluğundan da emin kılar.”
Bu
arada yaşlı biri kalktı; Resûlullah Efendimize halini şöyle anlattı: 'Ya Resûlullah,
ben, Receb ayının tümünü oruçlu geçiremem. Buna gücüm yetmez'
Bunun
üzerine Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdu: “O halde ilkinden bir gün,
ortasından bir gün, sonundan bir gün tutarsın. Böyle ettiğin takdirde ayın
tümünü oruçlu geçirmiş olursun. Zira yapılan iyilikler on misli sevap getirir.
Ancak, siz Receb ayının ilk cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz. O, öyle
bir gecedir ki; melekler o geceyi Regaib diye anlatırlar. Şöyle ki; o gecenin
üçte bir geçtiği zaman, semalarda ve yerlerde ne kadar melek varsa, hemen
hepsi, Kâbe ve civarında toplanır. Allah-u Teâlâ onların hallerine muttali olur
ve şöyle buyurur: Ey meleklerim ne dileğiniz var ise benden dileyin. 'Şöyle
derler; 'Rabbimiz, Senden dileğimiz odur ki; Receb ayında oruç tutanları
bağışlayasın.' Onların bu dileği üzerine Allah-u Teâlâ, 'Bu dileğinizi yerine
getirdim' buyurur." (Abdülkadir Geylanî/ Gunyetü't-Talibîn/Sayfa: 551)
Receb
ayı ile birlikte Yüce Peygamberimiz sürekli şu duayı yaparlardı: "Allahumme
barik lena fi Recebe ve Şa'ban ve belliğna Ramazan" (Allah'ım! Receb
ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.)
Biz
de şöyle dua edelim: “Allah’ım! Rahmetinin coştuğu Recebe kavuştuğumuz gibi,
rağbet edenlerin rahmet bulacağı Regaib gecesinin sırrına eriştir. Affının
coşacağı, cehennemden kurtuluşun çoğalacağı, Ramazan’a da bizi kavuştur.” Âmin.
Regaib
gecesinin ihyasıyla alakalı, Allah’ın rızasına uygun; gücünüzün yettiği,
gönlünüzün götürdüğü işlerle meşgul olunmalıdır.
Örneğin;
Kur’an okumak, dua ve zikir tespihatlarımızla meşgul olmak, tespih namazı
kılmak, peygamberimiz ve ehl-i beytine bol bol selatü selam getirmek.
Allah’a,
Peygamberimize ve Ehl-i Beytine sevdamızı tazelemek için onları anımsatacak
şeyler ibadet hükmünde olacak, feyz ve muhabbetimizi artıracaktır.
Rabbim
bugün ve gecenin bereketini ihsan eylesin. Âmin.
Uğur Kepekçi