Yaşanan her olaydan gerekli dersi çıkartarak yol alındığı, yaşandığı taktirde daha az hata ve daha az ziyanla karşılaşılır. Çünkü kişinin hatası bile ders niteliği arz etmektedir. Yeter ki gereken gözle bakılsın ve gerekli mantıkla düşünülsün. Yunus Emre bakınız ne güzel bir hatırlatma yapmıştır: “Her hata bir ders, ne hata biter ne ders”
En yakın önemli olay yerel seçimlerdir. Öyleyse seçimleri analizlere devam ederek gereken dersleri çıkartmaya gayret edelim:
Seçimlerde daha güçlü organize olan, daha güçlü olan, daha zengin olan, daha çok çevreye ve etkiye sahip olanlar, mutlak çoğunluğun verdiği avantajlarla zafere ulaşmıştır. Demokrasinin belki de en acımasız tarafı budur. İster haklı ol, ister haksız ol, çoğunluk seninleyse güçlü de sen, haklı da sen oluyorsun.
Bu genel bir kuraldır. Bundan önce de bundan sonra da elde edilecek netice budur. Madem yönetim şekli olarak demokrasi tercih edilmiş; ya tercih edenler ıslah edilmeli, ya da demokrasi ıslah edilmelidir. Çünkü iktidarlar; Hakla değil, çoklukla elde ediliyor ve maalesef her zaman da çokluk Haktan yana olmuyor. Üç aşağı beş yukarı netice budur.
Dün başkaları güçlüydü, onlar iktidar oldu. Bugün bunlar güçlü, bunlar iktidar. Yarın başkaları güçlü olacak, haksız da olsalar onlar iktidar olacaktır.
Peki, bunları neden mi yazıyorum. Şu sebeple:
Seçimden zaferle çıkan her kim olursa olsun kullandığı en kral cümle: “milletin iradesi tecelli etti” ifadesidir. Bu tespitin asla gerçeği yansıtmadığını izah etmek için bu ifadeleri kullanıyorum.
Önce millet kavramı hakkında konuşalım: Asırlarca geçişmişe sahip olan, dil, din, kültür ve ideal birliği olan toplumlar bir milleti oluşturur.
Allah aşkına, millet olma vasfımızı yok olmak üzereyken, bölünmeden, milli iradenin başka güçlere teslim edilmesinden bahsedilirken; Başbakan tarafından ifade edildiği gibi “her türlü milletçiliğin ayaklar altına” alındığı bir ortamda ve bir toplumda milli iradeden ne kadar bahsedilir. Bu kadar ayrılıktan, bu kadar kutuplaşmaktan, uluslararası güç odaklarının soğuk savaşından, medya ve çevre baskısından sonra hangi milletin iradesinden bahsetme hakkımız olabilir. Bırakın da “milli irade” terimi temiz kasın. Onu kirli emellerinize ortak ederek asıl maksadınızı gizlemeyin.
Sandıktan çıkan netice milli iradenin değil, güçlü olanın tecelli ettiği bir neticedir. Kimse kimseyi kandırmasın. Sandıktan çıkan gücü inkâr etmek adına değil, neticeyi iyi anlama noktasında doğruyu konuşmak lazımdır. Velhasıl, lütfen sapla samanı karıştırmayın!
Uğur Kepekçi / 5 Nisan 2014