Seçim atmosferinde geçen uzun bir dönemi şimdilik geride bıraktık. Ancak çok yakın bir gelecekte Cumhurbaşkanlığı seçimi, ardından kısa bir süre sonra olma ihtimali yüksek genel seçimler. Derken seçimle yatıp seçimle kalkma durumundan uzun bir süre kurtulamayacağız gibi görünüyor.
30 Mart yerel seçimlerinden sonra neredeyse 10-15 gün süreyle de seçimler hakkında analizler yaptık. Gözümüzün gördüklerini, kulağımızın duyduklarını, yaşadığımız olayları bilgi dağarcığımızdaki bilgiler ve gönlümüzde duygularla harmanladık, nasibimizce değerlendirmelerde bulunarak siz değerli dostlarımızla paylaştık.
Elbette ki her şey seçim demek, her şey siyaset demek değildir. Sosyal yaşamdan bir kesit olan seçimler öncesinde gereken uyarıları, sonrasında da sonuçların değerlendirmesini yaptık. Şimdi bir dahaki seçimlere kadar normal yaşama dönmek, sosyal olayları değerlendirmek, kulluk görevlerimiz dâhilinde iyiliği, sabrı ve hakkı tavsiye etmekle; kötülüklerden sakındırmakla görevimize devam edeceğiz. Bunu da yaparken elbette rehberimiz ve üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bize açtığı ufukla yapacağız.
Sosyal olayları değerlendirirken mutlaka sağlam bir ölçüye ve sağlam bir rehbere ihtiyaç vardır. İnsan kendi nefisiyle olayları değerlendirmeye, kendi penceresinden bakmaya görsün; nefis ve şeytanın hazırladığı tuzağa düşmekten korunamıyorsunuz.
Bu yüzden, insanın dünya hayatında bir rehber eşliğinde yaşaması ve olayları rehberin ölçüleriyle değerlendirmesini önemsiyorum. İnsan-ı Kâmil denen bu zatlar her devirde insanların soluk almasına, doğru tespit ve doğru hayat yaşamasına sebeptirler. Nefsi kemal mertebesine erişmiş, İnsan-ı Kâmiller, ufku ötelere uzanan; gönlü ilim, hikmet ve bereket kaynağı olan; günlük olayların cazibesinden uzak, nefsinin tuzaklarından emin ve Hak ölçüyle ölçülenmiş kimselerdir.
Onlarla birlikte olmak, hem dünyada huzura, hem ahirette rahmet ve berekete vesiledir. Birlikte olmayı sadece arkadaşlık, dostluk olarak değil; Onları eğitimde de rehber olarak görmek lazımdır.
İnsanın eğitiminde rehber konumunda olacak, doğru ölçülerle techiz edilmiş, ilahi vahiye göre terbiye edilmiş, günahtan ve kötülükten daha fazla korunmuş örnek şahsiyetler, aynı zamanda ilahi vahyin yaşayan örnekleri konumundadırlar.
Onların örnek yaşantısını görmek imanda ve inançta da boyut kazanmak (yakînı elde etmek) açısından çok önemlidir. Eğer insanlar Allah tarafından istenilenleri yapan, yaşayan birilerini rehber olarak göremezlerse, inançlar sadece iddiada kalır, yaşama geçirilmesi mümkün olmazdı…
Zaten peygamberlerin yaşayan kitap olarak adlandırılmaları da bunun içindir.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, bu gerçeği şu ifade ile ortaya koymuştur; “Nisa suresi 75. ayette yüce Rabbimizin “bize kendi katından bir veli ver” ve yine En’am suresi 90. ayetinde “onlar Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir onların hidayetine uy” buyurularak İnsan-ı Kâmil gerçeğine işaret edilmiştir.” (İman ve İnsan / Prof. Dr. Haydar Baş / sayfa 188)
Uğur Kepekçi / 14 Nisan 2014