Yaklaşık 15-20 gün önce “Umre yolcusuyuz” diye haber verdiğimiz; nasibimizce istifade edeceğimizi beyan etmiştik. Elbette bu önemli yolculukta ve ibadette nasiplerimiz olacaktı. Oldu da Elhamdülillah…
Rabbim, üç aylar diye nitelenen ve mübarek ayların ilki olan, bir başka ifadeyle Allah’ın(c.c.) ayı diye nitelenen Recep ayında kutsal topraklarda bulunmayı bizlere nasip eyledi.
Recep ayında Peygamberimiz ’in (s.a.a.) Ravzasını, Hz. Fatıma(a.s.) annemizin ve evlatlarından İmam Hasan(a.s.), İmam Zeynel Abidin(a.s.), İmam Muhammed Bakır(a.s.), İmam Cafer Es-Sadık(a.s.); Peygamberimizin zevcelerinin, evlatlarının, önemli ashaplarının, Uhut şehitlerinin ve diğer bazı önemli şahsiyetlerin kabirlerin bulunduğu Cennet-i Baki mezarlığını ziyaret etmek nasip oldu.
Uhut’ta Peygamberimizin şerefli ve şehit amcası Hz. Hamza(r.a.) ve diğer şehitlerin kabirlerini uzaktan da olsa ziyaret nasip oldu. Fatihalar ve dualar okuyarak Uhud’da yaşananları tefekkür ettik. Uzaktan diyorum, çünkü orada bulunan görevliler bizim kabir ziyaretine verdiğimiz önemi kabul etmiyor hatta orada dua ve Kur’an okunmasına dahi müsaade etmiyorlar. Suudların bu tavrı yüzünden O şerefli şehitleri, maalesef uzaktan ziyaret ve tefekkür edebiliyorsunuz.
Medine’de bulunan Mescid-i, Nebi’de vakit namazları kılmak nasip oldu.
"Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Harem dışında, diğer mescidlerde kılınan bin namazdan (sevap yönüyle) daha hayırlıdır." (Tecrid, IV, 249). Bir başka hadisi şerifte mescidi Haremde kılınan namazın Mescid-i Nebide kılınan namazdan yüz kat (yüz bin) daha sevap olduğu haber verilmiştir.
Efendimizin evi ile minberi arasında namaz kılmak nasip oldu. Buranın fazileti hakkında da Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Evimle minberim arası, Cennet bahçelerinden bir bahçedir." (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IV, 268).
Kabr-i saadetlerini ziyaretin faziletiyle ilgili olarak şu iki hadis zikredilir:
"Kabrimi ziyaret edene şefaatim sabit bir hak olur."
"Kim ki, beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, hayatımda ziyaret etmiş gibidir." (Acluni, Keşful-Hafâ, Beyrut 1351, II, 250).
Regaip kandilinde Umre ibadeti yapmak nasip oldu… Bir hadisi şerifte “…Recep ayının ilk Cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyesiniz. O öyle bir gecedir ki; melekler o geceyi Regaib diye anlatırlar. Şöyle ki: O gecenin üçte biri geçtiği zaman; semalarda ve yerlerde ne kadar melek varsa, hemen hepsi, Kâbe ve civarında toplanır…” buyruklarıyla önemine işaret edilen bu gecede Kâbe’de olmak, namaz kılmak, tavaf etmek, Sefa-Merve tepeleri arasında Say etmek nasip oldu.
Velhasıl güzel şeyler nasip oldu. Biz de yüce Allah’a bize olan nasip ve ikramlarından dolayı sayısız hamd, Yüce Resulüne ve onun şanlı Ehl-i Beyt’ine sayısız salat ve selam ediyoruz.
Umre ziyaretimiz ve bazı gözlemelerimiz hakkındaki bilgileri siz değerli dostlarımızla sonraki yazılarımızda paylaşacağız inşallah.
Uğur Kepekçi / 13 Mayıs 2014