Prof. Dr. Haydar Baş hocamız eserinde, zekat teriminin
anlamı, tanımı hükmü hakkında da çok önemli tespitler yaparak işin hikmet
cephesini aralamıştır:
Zekat kelimesi sözlükte arıtma, bereketlenme, nemalanma,
övme ve temizlenme gibi anlamlara gelir.
Zekat sözcüğü temelde, 'Yüce Allah’ın bereketinden hasıl
olan, ortaya çıkan büyüme ve artış' anlamına gelir. Dünyevi hem de uhrevî
hususlar göz önünde bulundurularak kullanılır. 'Ekinde bir büyüme veya artış ve
bereket hâsıl oldu, ortaya çıktı' anlamında
Yüce Allah’ın kendisine bahşettiği, kişinin kendi hakkından,
olanı çıkarıp fakirlere verdikleri şeye zekat denmiştir. Böyle
adlandırılmasının nedeni; ya zekattaki helal bir (yiyeceğe) işaret
edilmektedir. Buradan hareketle insanın zekattan beklentisi bereket ve nefsin
tezkiyesidir.
Istılahı mânâda ise; bir malın muayyen bir miktarını, Nisaba
ulaşmış ve üzerinden Hicri bir yıl geçmiş olan malın bir kısmını hak sahibi
olan Müslümanlara (fakirlere ve zekat ayetinde zikredilen zümrelere) Allah-u Teala’nın
rızası için tamamen mülkiyetine geçirmek, mülk ederek vermekten ibarettir.
Zekat fakirin, zenginin malı üzerindeki hakkıdır. Kur’an-ı
Kerim'de bu husus şu şekilde belirtilmiştir:
"Ve mallarında da dilenen ve yoksul bulunan için bir
hak var.” (Zariat, 19)
Enes’ten (radiyallahuanh) rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Kıyamet Günü'nde
fakirlerden dolayı zenginlerin vay hâline! Çünkü onlar şöyle diyeceklerdir: 'Ey
Rabbimiz! Bu zenginler bize haksızlık ettiler. Bizim için onlara farz kıldığın
hakkımızı vermediler. Allah Teâlâ’da, İzzetim ve Celal'im hakkı için, sizi
(Cennet' ime) yaklaştıracağım, onlar ise uzaklaştıracağım' buyuracaktır."
Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve alihi) daha sonra, "Onların mallarında
dilenen ve yoksul için belirli bir hak vardır." ayetini okudu.
Ebû Hureyre' den rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Malının zekatını
verdiğin zaman, üzerindeki borcunu ödemiş olursun."
Zengin, fakirin bu hakkını ödemediği takdirde, zekatı
ödenmemiş bir mal, içinde gasp edilmiş, sahibine verilmemiş bir hak bulundurur.
Hz. Aişe' den rivayetle;
Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:
"Sadaka veya zekat, (verilmeyerek) karıştığı malı mutlaka bozar."
Bir Hadis-i Şerifte de şöyle buyurulmuştur:
“Mallarınızı zekatla koruyunuz, hastalarınızı sadaka ile
tedavi ediniz, bela dalgalarında dua ve yalvarışla karşılayınız."
Zekat, maldan çıkarılıp ödenmesi gereken bir haktır. Mal ve
beden için belli şekil ve miktarda ödenen şeydir. (Prof. Dr. Haydar Baş, Kur’an ve sünnet ışığında İslam ilmihali
Zekat, sayfa 23-28)