Dünya kurulduğundan bu yana; ilk insanla birlikte haklı-haksız, hak-batıl, zalim-mazlum mücadeleleri devam ede gelmiştir. Bu mücadelede bazı zamanlar haksızlar, zalimler, batıllar zafer elde etse de hiçbir zaman süreklilik arz etmemiştir. Çünkü haksızlık karşısındaki mücadeleler toplumda taban bulmuş; milletlere ilham olmuş, güç olmuş, kuvvet olmuş neticede de ne kadar güçsüz olursa olsun zafer haklıların olmuştur.
Geçen akşam Meltem TV de yayınlanan Diyalog programında Prof. Dr. Oktay Sinanoğlunu zevkle izledik. Dünya çapında yaptığı ziyaretlerde elde ettiği bilgileri izleyicilerle paylaştı. Kendine güven ve Türk olmanın gururu ile yaşadıklarını anlattıkça karşılaştığımız manzara gerçekten de çok ilginçti. Bizdeki alışılmış Batı hayranı aydın tiplemesinin aksine, batıyı yerden yere vuran, batının yaşadığı ekonomik, siyasal, kültürel ve inanç krizlerini dile getiren tavrıyla; gerçeklerin, batı hayranlarının empoze etmeye çalıştığı gibi olmadığını gözler önüne serdiler.
Sayın Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, sömürülen ve işgal altında bulunan devletlerin halklarının batı karşıtı örgütlenmelinden, kurtuluş mücadelelerinden, bahsettiler. Yakında ne ABD kalacak, ne AB kalacak, zaten her türlü pislik ve buhranla boğuşmaktan güçsüz düşecekler; diğer halklarda özgürlük mücadelelerinde başarılı olacak, işgal ve sömürü sona erecektir. Ben dünyada gördüğüm manzara ve halkların mücadeleleri neticesinde elde edilecek neticeden umutluyum. Gerek dünyada gerek ülkemizde gerçek mücadele azmi taşıyan ulusal ve milli düşünen insanların sayısı giderek artmaktadır. Bu da beni gelecekten ziyadesiyle memnun etmektedir. İfadelerini kullandılar.
Aslında Sayın Sinanoğlunun anlatmaya çalıştığı ilahi adaletin tecellisidir. Çünkü hiçbir zaman zulümle payidar olunmayacağı ilahi bir kaidedir. Bu geçmişte de böyledir, gelecekte de böyle olacaktır
Yazımızı zalimlere ilahi ihtar hükmünde birkaç ayetle bitirelim:
Nice memleketler vardır ki, zulmedip dururlarken onlara mühlet vermiştim. Sonunda onları yakaladım. Dönüş Banadır. (el-Hacc, 22/48.)
Zâlimler asla iflâh olmaz.( el-Kasas, 28/37.)
Zâlimlerin sonu helâk olmaktan başkası değildir.( Enâm, 6/47)
UĞUR KEPEKÇİ