Reyhanlıdaki vahşi olaylarda ölenlere rahmet, yaralananlara acil şifalar ve milletimize geçmiş olsun diyorum.
Üç yıla yakın bir zaman diliminden beri bölgemizde adrenalin tavan yapmıştır.
Her gün ayrı bir olay, fakat netice hep aynı, konu ise bildik, mesele Suriye; ekranlardaki konuşmacılar ise gerçekleri değil sipariş üzerine konuşuyorlar.
Sınırlarımız yolgeçen hanına dönmüştür.
Kilis merkezinde ellerini kollarını sallayarak gezen el-kaideli den tutun birçok ajanın cirit attığı halkımız tarafından dile getiriliyor.
Kilislinin ev komşuları Amerikalı Daniyal’den tutunda İngiliz Simit’e kadar birçok ülke vatandaşlarını görür oldular.
Gece saat iki üç den sonra sokaklarda ellerinde kalaşinloflu, sırtlarında çantalarıyla cepheden evlerine dönenleri görenlerin sayısı artmaktadır.
Bu durumdaki halkın psikolojisini varın siz düşünün.
Reyhanlı olayından sonra ise, Kilislinin endişesi bir kat daha arttı. Böyle bir olayın Kilis’te de olma olasılığı fısıltı gazetesinden yayılmaktadır.
Halk kendi arasında kalabalık yerlerde olmaktan koktuklarını dile getiriyorlar.
Her saat başı ambulans sirenleri vatandaşın moralini bozmuş durumda.
Vatandaşlarımız can güvenliğinden endişe eder duruma düşmüştür. Bizim olmayan bir savaşın meydanında olmak istemiyor Kilisliler.
Kilise gelen akillere Kilislinin cevabı şu olmuştur: “Neden buraya gelip bize barış olsun diyorsunuz, savaşı yapanlar Kandildeki teröristler değimli? Oraya gidip onlarla konuşun barışı”
Ne diyelim vatandaş her şeyin farkında bir hükümet hariç.
Allah ayıktırsın dileklerimizle.
YUSUF YAKUT
.