Geçen Hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Manisa'da yaptığı miting sonrası kuru üzüm taban puanlarını açıklamıştı. Türkiye'nin ön önemli tarım yazarlarından Adem Birinci gazetesindeki köşeyi bu kez üzüm üreicilerine ayırdı. Birinci ayzısında "Geçen yıl kuru üzüm taban fiyatı, hasat biterken zoraki 13 lira olarak açıklanmıştı. Bir evvelki yılda fiyat aynıydı ve TMO tarafından lütfen açıklanmıştı.
Ne oldu da Sayın Cumhurbaşkanımız hasat döneminde Manisa'ya gelme ve taban fiyat açıklamasını bizzat kendileri açıklama lütfunda bulundular." diyerek; bu yıl fiyatların ilk Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmasına tepki gösterdi. Birinci yazısına şöyle devam etti:"Manisa'daki programı kapsamında üzüm bağına da giden Erdoğan, üzüm alım fiyatının kilogramının 27 lira olarak belirlendiğini ifade ederek, "Biz çiftçi kardeşlerimizi mağdur, mahrum etmeyiz. Geçen yıl bu 13 liraydı değil mi? Bu yıl da cumhurbaşkanınız bütün arkadaşlarımızla değerlendirmeleri yaptık. Fiyat olarak hem güçlü devlet hem güçlü çiftçi olarak fiyatımızı 27 lira olarak belirledik" dedi. "Nasıl iyi oldu mu? Bereketli mi?" sorularını miting alanındakilere yönelten Erdoğan, "Elhamdülillah. Sizin bu bereketiniz var ya, sizin bu samimiyetiniz bu ihlasınız var ya… İnşallah üzümlerdeki bereketi de artıracaktır" diye sözlerini sürdürdü.
Meydanları dolduran kalabalıklar Cumhurbaşkanını alkış yağmuruna tutsa da; üretici kuru üzüm taban fiyatının en düşük 35 veya 36 lira olmasını bekliyordu.
Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) 2022 yılı çekirdeksiz kuru üzüm fiyatının 39.50 lira olmasını talep etmişti. Muhalefet partileri de yaptıkları açıklamalarda taban fiyatın en az 35 veya 60 TL olması gerektiğinin altını çizmişlerdi."Adem Birinci yazısında fındık ve üzümün Türkiye'nin en önemli iki ihraç ürünü olduğunun altını çizdi: "Ülkemizin en önemli iki önemli tarımsal ihraç ürünü var, biri fındık diğeri üzüm. Dünya fındık üretiminde Türkiye birinci, üzümde ikinci sırada. Taban fiyat belirlemede ne içeride ne de dışarıda esamimiz bile okunmuyor. Eski yıllarda fındık fiyatlarını Fiskobirlik belirliyordu. Üzüm piyasasını da Tariş ile Tekel düzenliyordu. Tüm gelir getiren kurumlarımız gibi onlar da zarar ettirilerek yabancı sermayeye maalesef yem edildiler. Serbest piyasa yalanı ile ülke yabancı sermaye çiftliğine çevrildi. Piyasada at koşturan fiyatı da belirleyen onlar. Piyasa belirleme işi hükümetlerin ekonomik ve siyasi "sponsorluğunu" yaptığı şirketlere kaldı maalesef...
Uygulanan iş bilmez bu politikalarla çiftçi kazanmayan, ülke ekonomisi kaybeden, şirketler ise kazanan taraf oldu ve oluyor... Durum bundan ibarettir..."Çiftçinin mağduriyetini ortaya koyan Birinci; "Ülkemiz en kısa zamanda "Milli Para"sı devreye koymaz ve "Milli Ekonomi Modeli"ne dönmezse battıkça batacaktır. Bu ülkede zenginliğin tarifini yaparak devlet ve milletin zengin olmasını isteyen tek bir düşünce ve parti var maalesef... O da; Bağımsız Türkiye Partisi, lideri ve programı...
Çözüm ve çareye dönmedikçe, ürettikçe zarar edip debeleneceğiz ve tüm milletçe kürek mahkûmu olarak, karın tokluğuna fakir ve zelil bir şekilde hayat süreceğiz..." ifadeleri ile "Çiftçinin mağduriyetine artık son vermenin zamanı gelmedi mi?" dedi.
Kaynak: yenimesaj.com.tr Kilispostası Haber Merkezi
Ne oldu da Sayın Cumhurbaşkanımız hasat döneminde Manisa'ya gelme ve taban fiyat açıklamasını bizzat kendileri açıklama lütfunda bulundular." diyerek; bu yıl fiyatların ilk Cumhurbaşkanı tarafından açıklanmasına tepki gösterdi. Birinci yazısına şöyle devam etti:"Manisa'daki programı kapsamında üzüm bağına da giden Erdoğan, üzüm alım fiyatının kilogramının 27 lira olarak belirlendiğini ifade ederek, "Biz çiftçi kardeşlerimizi mağdur, mahrum etmeyiz. Geçen yıl bu 13 liraydı değil mi? Bu yıl da cumhurbaşkanınız bütün arkadaşlarımızla değerlendirmeleri yaptık. Fiyat olarak hem güçlü devlet hem güçlü çiftçi olarak fiyatımızı 27 lira olarak belirledik" dedi. "Nasıl iyi oldu mu? Bereketli mi?" sorularını miting alanındakilere yönelten Erdoğan, "Elhamdülillah. Sizin bu bereketiniz var ya, sizin bu samimiyetiniz bu ihlasınız var ya… İnşallah üzümlerdeki bereketi de artıracaktır" diye sözlerini sürdürdü.
Meydanları dolduran kalabalıklar Cumhurbaşkanını alkış yağmuruna tutsa da; üretici kuru üzüm taban fiyatının en düşük 35 veya 36 lira olmasını bekliyordu.
Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) 2022 yılı çekirdeksiz kuru üzüm fiyatının 39.50 lira olmasını talep etmişti. Muhalefet partileri de yaptıkları açıklamalarda taban fiyatın en az 35 veya 60 TL olması gerektiğinin altını çizmişlerdi."Adem Birinci yazısında fındık ve üzümün Türkiye'nin en önemli iki ihraç ürünü olduğunun altını çizdi: "Ülkemizin en önemli iki önemli tarımsal ihraç ürünü var, biri fındık diğeri üzüm. Dünya fındık üretiminde Türkiye birinci, üzümde ikinci sırada. Taban fiyat belirlemede ne içeride ne de dışarıda esamimiz bile okunmuyor. Eski yıllarda fındık fiyatlarını Fiskobirlik belirliyordu. Üzüm piyasasını da Tariş ile Tekel düzenliyordu. Tüm gelir getiren kurumlarımız gibi onlar da zarar ettirilerek yabancı sermayeye maalesef yem edildiler. Serbest piyasa yalanı ile ülke yabancı sermaye çiftliğine çevrildi. Piyasada at koşturan fiyatı da belirleyen onlar. Piyasa belirleme işi hükümetlerin ekonomik ve siyasi "sponsorluğunu" yaptığı şirketlere kaldı maalesef...
Uygulanan iş bilmez bu politikalarla çiftçi kazanmayan, ülke ekonomisi kaybeden, şirketler ise kazanan taraf oldu ve oluyor... Durum bundan ibarettir..."Çiftçinin mağduriyetini ortaya koyan Birinci; "Ülkemiz en kısa zamanda "Milli Para"sı devreye koymaz ve "Milli Ekonomi Modeli"ne dönmezse battıkça batacaktır. Bu ülkede zenginliğin tarifini yaparak devlet ve milletin zengin olmasını isteyen tek bir düşünce ve parti var maalesef... O da; Bağımsız Türkiye Partisi, lideri ve programı...
Çözüm ve çareye dönmedikçe, ürettikçe zarar edip debeleneceğiz ve tüm milletçe kürek mahkûmu olarak, karın tokluğuna fakir ve zelil bir şekilde hayat süreceğiz..." ifadeleri ile "Çiftçinin mağduriyetine artık son vermenin zamanı gelmedi mi?" dedi.
Kuru Üzüm Üreticilerinin Taban Fiyatına Tepkilerini İçeren Haber için lütfen tıklayınız... |