Kerbela, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.a.)’nın ilk ve tek hac görevini yerine getirdiği Veda haccı diye adlandırılan Hac dönüşünde zilhiccenin 18. Günü Medine’ye yaklaşık 150 kilometre kalan Gadr-i Hum bölgesinde başlayan İmam Ali (a.s) Allah tarafından seçilmişliğinin ilanı ile başlayan bir süreçtir.Kerbela hakkında her önüne gelen bir fikir yürüttüğünü, asılardır bu konuya değinmekten bile çekinen Emevi siyasetinin her devirdeki kalıntıları tarafından örtbas edilen bu meselenin yıllarca yarım yamalak yazılan erlerden okuduk.Rahmetli Asım Köksal Hocanın bile İslam Tarihi eserine eklediği Kerbela cildinde gerçekleri kısmen açıklayıp sonunda da
“Tarihte yaşanmış bu kara günleri taraf mantığıyla ele almak yerine bunun hesabını ahirete bırakmakta fayda var” anlayışını ortaya koyan tespiti ile Ehl-i Beyt davasına katkı sağlamak yerine gerçeklerin saklanmasında rol aldığını görüyoruz. Niyeti ne olursa bu yaklaşım yanlıştır.Sünni eserlerde genelde meselenin aydınlanmasından çok müdahale edilmemesi olayın örtülmesini sağlamışlardır.Kerbela hakkında Ehl-i Beyt taraftarları senelerdir bildikleri kadarıyla İmamların haklı davasına sahip çıkmaya çalışmış ama Ülkemizde alevi vatandaşların bu tutumu hüsnü kabul görülmemiş toplumda hep suçlanır pozisyonuna düşmüşlerdir.Bu haksızlığı gören Prof. Dr. Haydar Baş yaptığı akademik ilmi ve dini çalışmalarla Türk milleti başta olmak üzere bütün Müslümanların önüne Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt’tir gerçeğini koymuştur.Başta peygamberimizin hayatı olmak üzere Hz. Fatıma ve 12 Masum imamların hayatlarını kitaplaştırmış, Ehl-i beytin davasını dava edinerek her şart ve zamanda onların hakkını son nefesine kadar savunmuştur.Bizlerde bu konuda Prof. Dr. Haydar Baş’ın eşsiz Ehl-i Beyt Külliyatınındın istifade ederek bir Kerbela analizi gerçekleştirmeye çalışacağız.
Bütün Kerbelâ şehidlerini rahmet ve dua ile anıyoruz.DEVAMINI OKUE-KİTAP OLARAK İNDİR