Türkiye’de pek çok tıbbi branşta olduğu gibi hastalardan alınan parçaları inceleyen patolog sayısı da oldukça yetersiz. Muayene açma durumları pek olmayan patologlar, özellikle aldıkları ücretin de yetersiz olduğunu seslendiriyor COŞKUN ÇELEKOĞLU / İSTANBULPatolog olabilmek kolay değil… 6 yıllık tıp fakültesi eğitiminin ardından 4 yıl da uzmanlık eğitimi almak gerekiyor. Mesleklerini değerlendiren Patoloji Dernekleri Federasyon Sekreteri Prof. Dr. Erdener Özer, Türkiye’de uzman patolog sayısının 1000, asistan sayısının da 200 civarında olduğunu ifade ederek, “Sayı yetersiz, ideal sayı 2100 olmalıdır. Bu sayıya yıllara yayarak 2023 yılında ulaşılması planlanmalıdır” dedi. İdeal sayıya ulaşmak için akılcı bir insan gücü ve uzmanlık eğitimi planlamasına ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Özer, “Tüm hekimlerin olduğu gibi biz patologların da sorunları vardır. Hekimlik emeğinin karşılığını bulmayan ücretlendirme sorunlarımızdan biridir” şeklinde konuştu. Başta kanser olmak üzere kimi durumlarda hastadan alınarak incelemeye gönderilen vücut sıvısı ya da dokusunu içeren patolojik inceleme, tanı konulmasının yanı sıra hastalığın seyri, cinsi, genetik geçişi hakkında da kapsamlı bilgi vererek tedavi şeklini belirliyor. Patologlar, materyallerinin patolojik incelenmesi yapılmadığı durumda, ileride tanısı gecikmiş kanserlerin görülme riskinin ortaya çıkabildiğini belirterek, sonuçların mutlaka alınması ve uzman hekime gösterilmesi gerektiği uyarısında bulunuyor. Özer, hastalıkların insan vücudunda doku ve hücre düzeyinde patolojik değişiklikler yaptığını belirterek, patolojinin bu normal olmayan değişikliklerin mikroskop ile incelenmesi sonucunda hastalıkların tanısının konulduğu tıp dalı olduğunu söyledi.Patolojik testler önemliÖzer, şikâyet üzerine başvuran hastaya yapılan muayene ve ön testler sonucunda hastalığa tanı konulsa da, hastaların vücudundan alınan tüm parçaların patolojik incelemesinin yapılması gerektiğini vurguladı. İnceleme sonrasında tümör gibi farklı bulgularla karşılaşılabildiğini dile getiren Özer, “Çünkü yaşanmış kimi olaylarda olduğu gibi; örneğin bademcik ameliyatlarında ya da apandis ameliyatlarında çıkan materyallerin patolojik incelenmesi yapılmadığı durumda, ileride tanısı gecikmiş kanserlerin görülme riski ortaya çıkmaktadır” uyarısında bulundu. Federasyon Başkanı Prof. Dr. Kutsal Yörükoğlu patoloji uzmanının hazırladığı raporun basit bir kâğıt parçası olmadığını vücuttan alınan dokunun özelliklerinin uzmanı tarafından değerlendirilmesini içerdiğini açıklayarak cerrahın bu rapora göre tanıyı ve tedaviyi belirlediğini söyledi. Yörükoğlu, vatandaşın vücudundan alınan ve patolojiye gönderilen her dokusunun sonucunun takipçisi olmasını isteyerek “O rapor yaşamınız, sağlığınız için bir işarettir” dedi.
Sağlık
01 Kasım 2013 - 16:37
Güncelleme: 01 Kasım 2013 - 16:39
Patologlar da dert küpü
Türkiye’de pek çok tıbbi branşta olduğu gibi hastalardan alınan parçaları inceleyen patolog sayısı da oldukça yetersiz.
Sağlık
01 Kasım 2013 - 16:37
Güncelleme: 01 Kasım 2013 - 16:39