Yakın çevremizde kişilikleri farklı insanlarla iç içeyizdir her daim. Bunların içinde en çok korktuğum ; insanları çıkarları için kullanan kurnaz insanlardır.
Bu tip insanlar asık suratlı, nemrut ve sert olmayıp güler yüzlü ve sinsi davranırlar. Oldukça meraklıdırlar, ama merakları bilimsel bir merak değil tabii..."Bundan nasıl bir çıkarım olur?" diye kendilerini sorgularlar.
Funda Öğretmen bir İlköğretim okulunda birinci sınıfı okutan başarılı, iyi niyetli sevecen bir hanımdı. Daha Aralık ayı başında öğrencilerinin hemen hemen hepsi okumayı ve yazmayı çözümüşlerdi.Velilerinin isteği üzerine okuma bayramı yapacaklardı. Okul çıkışında aynı okulda çalıştığı kendinden çok O' na güvendiği çok iyi dostu olan Kayserili resim öğretmeni Ayla hanımla okuma bayramında giymek üzere Karamürsel mağazasına kıyafet almaya gittiler. Funda kendine bir elbise, altına da şık bir ayakkabı aldı. Kasaya yaklaştıklarında Ayla elindeki şifon bir bulizi göstererek :
" Fundacım ben de bu bulizi seçtim. Yanımda yeterli param yok, kredi kartından bunun da parasını öde, maaşımı alınca sana öderim" dedi. Funda, Ayla'nın bu emrivaki isteğine arkadaşını kırmamak için tamam dedi. Sonuçta kendisi ile beraber gelmiş, kıyafet seçiminde kendisine yardımcı olmuştu.
"Fundacım, bu bulize uygun bir etekle bir de ayakabı seçeyim, biraz bekler misin? " dedi.
-Ama canım ben eve geç kalıyorum. Şimdi oğlum okuldan gelir kapıda kalır. Ben bu elbisemle senin bulizin parasını ödeyip gideyim. Sen eteğinle ayakabını seç kredi kartını sana vereyim bana yarın okulda verirsin. Şifrem...... bu tamam mı...
Çok güzel bir okuma bayramı olmuştu. Üç ay sonra bir gün Funda' yı okul Md. odasına çağırdı.
"Hocanım az önce maaşınıza haciz geldiğini bildiren bu yazı geldi. Karamürsel mağazası Kredi kartının borcunu ödememişsiniz."
-Ama nasıl olur, ben o borcumu çoktan kapatmıştım!
"Ayla hanımın da ismi var. Buyurun yazıyı inceleyin." Funda hanım yazıdaki rakamı görünce şoklarda tabii... Ayla, maaşı tutarından fazla şey almış ve Funda' ya söylememişti. Oysa Funda O' na güvenmiş kredi kartını aklına hiç bir fenalık gelmeden eline vermişti. Okul Md. başını sağa sola sallayarak :
" Ayla' hanımı arayın size olan borcunu ödesin."
-İyi de Müdür Bey Ayla' nın arkamdan bu kadar alış veriş yaptığını bilmiyordum. Dün tayin edildiği Adana' ya gitmiş. Biliyorsunuz iki günden beri oğlum rahatsızdı rapor almıştım. Herkesle vedalaşmış bana uğramadı veda bile etmeden gitmiş.
" O zaman telefonla görüşün hocam, borcunu size yollasın. Aksi takdirde altından kalkamayacağınız bir borç olur".
Funda perişan, şaşkın... Ayla' yı belki on kez aramasına rağmen O' na ulaşamıyordu. 118' de aradığında aynı isimli kişilerden hiç biri O değildi. Numarasını değiştirmiş olmalıydı. İşin kötüsü hiç kimseye yeni telefon numarasını vermemişti.
Funda hanım aynı zamanda okulun Ortaokulu bölümünde müzik derslerine giriyordu. Derse girdiği tüm sınıflara O' nun yeni telefon numarasını bulurum diye öğrencilere soruyor, fakat bir cevap alamıyordu... O gün 8/B sınıfına dersi vardı. Derste öğrencilere :
-Çocuklar, Ayla hanımın telefon numarasını bilen var mı, ya da kendisi ile görüşen kim var bu sınıfta? Yine kimseden ses yok! Arka sıralardan uzunca, iri yapılı bir öğrenci parmağını kaldırdı :
" Öğretmenim, Ayla hocam buradayken her hafta sonu bize gelirdi, yemeğe kalırdı. Telefonuna biz de ulaşamıyoruz. Ama abim söyledi. Adana' da Piri Reis Ortaokulu'nda çalışıyormuş. Funda soluğu YKM mağazası Müdürünün odasında aldı. YKM Müdürü, okul Müdürünü aradı. Ayla' yı telefona çağırdılar. Borcu faizi ile kapatacağını söylemiş. Nitekim bir kaç gün sonra borcunu kapattı.
Ama yıllarca iyi kötü günlerinde elinden tutan çok iyi bir dostunu kaybetmişti.
Bazen çok iyi bir dostum var diye yanılgıya düşmemeli insan. O zaman ne yapıyormuşuz; birlikte güzel vakit geçirip , her şeyimizi paylaştığımız kişilere hemen "dost" sıfatını yakıştırmayıp o saf kavramı kirletmiyor muşuz!
Bu tip çıkarcı insanları "reel" (gerçek) dost olarak gördüğümüz geçici kör olabiliyoruz bazen...
(YAŞANMIŞLIKLAR ÖYKÜ KiTABIMDAN)
AYSEL MASMANACI BEŞOĞLU
Eğitimci şair ve yazar