Bu 7 Aralık’ta Kilis’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıl dönümünü kutlayacağız.
Ancak her konuda olduğu gibi kutlamaların nasıl yapılacağı konusu ciddi bir tartışmaya neden oldu. Konserler ilan edilip, iptal edildi. Şu yapılsa olurdu bu olmazlardı havalarda uçuştu.
Ne yazık ki, kentimizde bir şeyler yapmak isteyenler sürekli bir eleştiriye maruz kalıyor. Kimse kimsenin yaptığını beğenmiyor. Bu durumda ortaya iyi şeylerin çıkmasına engel oluyor. Çünkü samimi bir şekilde bu kente hizmet etmek isteyen herkeste aynı düşünce hakim “Ne derler acaba?”
Öncelikle biz Kilisliler olarak birbirimize saygı ve sevgi duymayı öğrenmemiz lazım artık! Bu kent için en ufak bir taşı yerinden kaldırıp bir yere koyan herkes takdir edilmeli, hiçbir şey yapmayan ve samimi de olmayan insanlar da sonuna kadar eleştirilmeli.
İşte tam bu noktada 7 Aralık kutlamalarının nasıl olması gerektiğine gelelim. Dedelerimiz nasıl kutladıysa öyle kutlayalım. Halkın tamamen içinde olduğu, kimsenin veya bir kurumun tekelinde olmayan halkı kapsayan, kuşatan bir kutlama herkesi memnun edecektir.
Sözlerimi bir 7 Aralık kutlamasında bir komiserin sözleri ile bitireyim: 7 Aralık kutlamalarında halkın tören alanına çok girdiğini gören polis memuru amirine müdahale edeyim mi diye sorar! Komiser der ki, “Bırakın bu halkın bayramı, istediği gibi kutlasın”