Ülkemizde yıllar önce başlayan ve son 10 yılda iyiden iyiye hızlanan, kamuya ait kuruluşların özelleştirilmesi neticesinde, birçok kuruluşta kamunun hiç payının kalmamasına neden olduğu açıklandı. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının (İSMMMO) yaptığı Özelleştirme Anayasası Raporunda,188 kuruluşta kamunun hiçbir şekilde payının kalmadığı ifade ediliyor. Rapora göre, Tüpraş, Petrol Ofisi, Erdemir, Kardemir, İsdemir ve benzer şirketlerde toplam işçi istihdamında 22 bin kişilik bir gerilemenin söz konusu olduğu belirtiliyor.
Özelleştirmenin ülke yararına olduğu fikri, bu icraatı yapanlar tarafından savunulsa da, ortadaki manzaranın görünüşü bu fikri çürütmeye yetiyor. Stratejik öneme haiz bu tür kuruluşların, bırakın elden çıkarılması hususu, paylaşılması dahi söz konusu olmaması gerekirken, ne yazık ki zarar ediyor düşüncesinden hareketle kamuya ait birçok fabrika ve işletme elimizden kayıp gitmiştir. Özelleştirmeden elde edilen gelirler göz önüne alındığında ise, değerinin altında fiyatlara satıldığı konusu, kamuoyunu halen meşgul etmektedir.
Gelin yılların birikimi ve iş gücü ile bir araya getirilen bu tesislerin tekrar inşası düşünüldüğünde, elde edilen kârın (tabii buna kâr denilebilirse), yapım maliyetlerini karşılayıp karşılayamayacağına bir bakalım.
2002 yılında % 46lık bölümünün özelleştirilmesi ile kamunun elinden çıkmaya başlayan ve şu anda kamunun sadece %1lik bir hisse ile temsil edildiği İsdemir fabrikasına bir göz atalım. Bu fabrika 18 bin 300 dönümlük bir arazi üzerine kuruludur. Denize münhasır böyle büyük bir araziyi şimdi almaya kalksanız acaba sizden ne kadar para talep edilir? Tabii ki o bölgede bu kadar büyük ve deniz kenarı bir arazi kaldı ise? Şu an siz, kendine has bir limanı dahi bulunan bir demir-çelik fabrikası kurmak isteseniz, tahmini olarak cebinizden çıkacak rakam 10 katrilyondur. Diğer bir ibret verici örnek ise, aynı bölgede daha küçük bir kapasite ile inşa edilen bir demir-çelik fabrikası için harcanan paranın 1,5 milyar dolar olmasıdır.
Kısaca ifade etmek istediğimiz şudur ki; kamunun elinden özelleştirme sevdası ile çıkarılan fabrika ve tesislerin tekrar yapımı kazanılan para ile hiç mümkün değildir.
Bu durumun diğer bir sağlaması da, özelleştirdiğiniz kişi veya kuruluşlara fabrikayı tekrar satın almak istediğinizi bildirmektir. Bakalım sizden ne kadar bedel istenecek? Denemesi bedava!
Son olarak, Çayeli Bakır İşletmesi ki, bu gerçekten ibreti âlem bir örnektir: 50 milyar dolarlık bakır rezervine sahip olduğu bilinen bu işletmenin, 2009 yılı itibariyle devlete ödediği vergi miktarı tam tamına 20 milyon dolardır. Ve bu tesis, 49 milyon dolara özelleştirilmiştir. Maden işletmeleri gelirinin sadece % 2lik kısmını devlete vergi olarak verir. Buyurun gelirini siz hesap edin!
Selim BAYTÜRKMEN