Elindeki 1 TL’yi göstererek; “Ben bununla Suriye’deyken bir gün geçinirdim. Bu parayla Suriye’de bir tavuk alırsın. 2 TL’ye pişmişini alırsın. Biz günde 2–3 saat çalışınca günlük ihtiyacımızı karşılayacak parayı kazanırdık. Gün boyu çalışanların durumu ise iyi olurdu” diye konuştu dilenci kadın. Suriye’den gelen Türkmen olan ve bizler gibi
Türkçe konuşan bu dilenci kadının anlattıkları, bunlarla da bitmiyor. Kendilerini bu hallere düşürenlere beddua ederken, eskiden Suriye’de çok rahat olduklarını tekrar tekrar söylüyordu. Geçinebilmek için bırakın 2–3 saati gün boyu çalışan Türkiye’deki insanlar ve de özellikle iktidar, Suriye’nin eski halini bu insanların ağzından dinlemeliler. Suriye’de nasıl bir hataya düşüldüğünü, her açıdan refah bir yaşam süren ülke insanlarının mülteci olarak çeşitli yerlere göç etmek zorunda bırakıldıklarını anlamaları gerekir.
Cuma hutbelerinde Mısır’da ve Suriye’deki zalimlere beddua din görevlileri de bu dilenci kadının söylediklerini işitmeleri, asıl zalimin kim olduğunun ayrımına varmaları gerekmez mi?
Şu an İslam coğrafyasında yaşananların bir Batı senaryosu olduğunu hala anlamak istemeyenler nasıl bir körlük ve sağırlık yaşıyor acaba? İnsanların ekonomik olarak ciddi bir çöküş yaşadığı Türkiye, acaba hangi sebeple Libya, Mısır ve Suriye’deki muhaliflere maddi destek sağlayıp, onlara bakmaktadır? Türkiye neden böyle bir yol izlemeyi tercih etmiştir?
Geçmişte Esad yönetimi ile çok yakın olan iktidar, bu sorunlar ortaya çıktığında barışçıl bir arabuluculuk yapacak konuma ve güce sahipken, neden muhaliflerin tarafını tutup, Esad’ı düşman ilan etmiştir.
Yani Türkiye Rusya gibi yüzünü Batı ülkelerine dönüp, “Suriye benim yakın komşumdur. Bu ülke insanları benim kardeşimdir” diyerek Suriye’ye sahip çıkamaz mıydı?
Bütün bu sorular aklımızı kemirirken, bir zamanlar her açıdan dost olduğumuz ülkeleri teker teker kaybediyor olmanın endişesini taşıyoruz. İzlenen yanlış politikaların Türkiye’nin ve komşu ülkelerimizin çıkarlarını gözetmediğini yaşanan olaylar bize gösterirken, oynanan bu kukla oyununun iplerinin kimin elinde olduğunu görmemizi umutla bekliyoruz.
Selim Baytürkmen