19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı; Atatürk’ün Samsun’a ayak basışının ve bağımsızlık hareketinin başlangıcının 84. yıldönümü.
Atatürk’ün bu önemli günü, bir milletin geleceğinin garantisi olan gençlere armağan edişinin üzerinden 80 küsur sene geçti. Bir milletin varolabilmesi için gençlerin ne derece büyük bir önem taşıdığının bilincindeydi Atatürk.
Kuva-i Milliye Hareketinin zaferle sonuçlanmasından sonra, Türk Milleti genciyle , yaşlısıyla deyim yerindeyse 24 saat hiç durmadan çalıştı, üretti ve başardı. Savaştan çıkmış bir millet artık kendi ayakları üzerinde duruyor ve geleceğe umutla bakıyordu. Elbette çileli ve zor bir dönemdi bu yıllar. Ancak başta, sadece ve sadece milletin gayreti ve çalışması ile ayağa kalkılabileceğini idrak etmiş, her türlü kötü şartlar altında bile geleceğe umutla bakabilen bir önder ve arkasında öndere sımsıkı bağlı aziz bir millet mevcuttu.
2003 senesine gelindiğinde çok şeyler değişti. Milyonları aşan işsiz gençler, halkı boğazına kadar borç batağına gömmüş ve daha da gömmeye devam eden siyasiler ve milletinden gayrı başka güçlere bel bağlanması gerektiğini her fırsatta dile getiren liderler.
Çoğu devletler, şu an bizim elimizde atıl durumda bırakılmış gençlere sahip olmak için neler vermezlerdeki. Biz elimizdeki değerlerin kıymetini bilemiyoruz. Öyle bir dönemdeyiz ki değil normal bir vatandaşın iş bulup çalışması , üniversite eğitimi almış genç beyinler bile işsiz güçsüz dolaşıyor ortalarda. Şu anki genç nüfusumuz bazı ülkelerin toplam nüfusuna eşit olduğunu biliyor musunuz? Eğer elinizdeki silahı kullanmayı bilmezseniz, bir gün mutlaka yok oluşunuza sebep olacaktır.
Bütün bu kötü manzaraya rağmen “BENİM HALA UMUDUM VAR” Neden mi? Çünkü, bu ülke sınırlar içerisinde , hala sadece milletine güvenen, milli ekonomi modeli ile düzelebileceğimize işaret eden ve ne olursa olsun umutsuzluğa düşmeyen bir önder bir lider var. Gelin siz de umut etmeye başlayın. Umut edin ki; umut edenler ve millete güvenenler çoğalsın. Türkiye ‘yi ayağa kaldırmak, içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılardan kurtulmak istiyorsak , milletine güvenen bu önder etrafında, önderine güvenen bir millet oluşturmak zorundayız.
Şimdi VAR MISINIZ?