Hükümetin Başbakan ve bakanlarının bir il ve ilçeyi ziyaret edip yaptıkları konuşmalar sonrasında platform üzerine kurulan düğmelere hep birlikte basıp, onlarca ve bazen de yüzlerce tesisin açılışını yaptığı programlara şahit oluyoruz her gün!
İktidara geldiği günden bu yana özelleştirme ile Türkiye’nin en büyük işletmelerini yok pahasına satan bir hükümetin her gittiği yerde toplu açılış törenleri düzenlemesi size de garip gelmiyor mu Allah aşkına? Bu nasıl bir göz boyamadır? Yapılan alt yapı çalışmalarının, yenilenen binaların, avmlerin açılışını bir araya getirip “şu kadar tesisi milletimize kazandıyoruz” demek bu ülkenin sorunlarının üstüne suni bir jel sürmekten öteye geçemiyor ne yazık ki! Binlerce insana iş temin ettiğiniz bir fabrika açın, biz de takdir ve teşekkürle karşılayalım bu şaşalı açılış törenleri ve “Bunu biz yaptık” naralarını. Ama nafile böyle bir olay yok.
Demir-çelik fabrikaları, limanlar, yollar, yer altı ve yer üstü madenleri, kamu binaları ve arsalar derken Cumhuriyetimizin kazanımlarını sattık hem de yenileyip modernize ederek. Bu modernizasyon da özelleştirmeden elde edilen gelirle yapıldı. Yani elde var sıfır! Bu özelleştirmeler nedeniyle binlerce insan işsiz kaldı. Yani kayıp çok büyük. Bütün bunlar göz önündeyken, her ilde düzenlenen bu toplu açılış törenleri pek de gerçekçi gelmiyor açıkçası.
Devletin elinde gelir elde edeceği bir işletme kalmadığı için de ha bire vatandaşın üstüne yüklenen vergi yükü artıp duruyor. Başka bir gelir kaynağı kalmadı ki devletin! Patlayan konfetiler eşliğinde yapılan bu açılışların artık vatandaşın nezdinde pek bir kıymeti harbiyesi kalmıyor.
Toplu açılışa katılanlar bile görmedikleri tesislerin açılışlarını alkışlayıp gerisin geriye dönmüyorlar mı? İnsanın tam bu açılış esnasında Recep İvedik filminde olduğu gibi “Say bakalım açılan şu 237 tesisi nelermiş?” diyesi geliyor.
Selim Baytürkmen