Onlar bizi hor gördüyse, onlar bizi dövdüyse, onlar bize
yaşadığımız hayatı zindan ettiyse de bizim amacımız; dövmek, sövmek, kırmak,
dökmek değildir. Kimseyi karalamak aşağılamak değildir bizim şiarımız. Bekçi
dövmek değil üzüm yemektir maksadımız.
Yunus aşkını himmet edinip himmet giyenin gücünü ne güzel bir
dile anlatmış: “Aşk bezirganı, sermaye canı/Bahadır gördüm, cana kıyanı/Zehi
bahadır can terkin urur/Kılıç mı keser himmet giyeni”
Çünkü biz dün neye ne kadar aşık isek yine aynı aşktayız.
Dün ne kadar samimiysek bugün de o kadar samimiyiz. Dün ne kadar davamızın
sadık hizmetkarlarıysak bugün daha fazla hizmetkarıyız. Dün hocamızın bize
öğrettiği değerlere ne kadar sadık isek bugün daha büyük bir aşkla görevimize
devam edeceğiz.
Çünkü sevgi aşka, sevdaya dönüşünce “aşığa dağlar dayanmaz,
dağları aşar gelir”
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş’ımız Haydar
babasından aldığı sancağı bir an bile bekletmeden, duraklatmadan süratle yoluna
devam ediyor. Hemen her gün il teşkilat yöneticileriyle video konferans
yöntemiyle toplantılar gerçekleştirmektedir.
Toplantılarda birlik mesajı veren ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın
bıraktığı mirası Türkiye'de ve dünyada iktidara taşıyacaklarını söyleyen BTP Genel
Başkanı Hüseyin Baş yüreklere su serpen, ilk günden bu yana şiar edindiği sözü
her fırsatta tekrar ederek umudumuzu, sevdamızı, özlemimizi artırmaktadır:
"Biz birdik bin olduk, bindik bir olduk"
BTP lideri son yaptığı iller toplantısında şu ifadeleri kullandı:
"Bağımsız Türkiye Partisi'nin çok nitelikli, çok donanımlı ve kıymetli
mensuplarının inancıyla ve imanıyla bu davayı birlik ve beraberlik içerisinde
sırtlayacak ve hak ettiği seviyeye emaneti Allah'ın izniyle taşıyacağız. Bu
bizim için en kutlu kaderdir. Allah bu noktada hepimize hayırlı çalışmalar ve
kutlu kader nasip etsin… Merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş, Mektubat
adlı eserinde, 'İslam bir işi yapmadan önce bu işi hayata geçirecek kişiyi
iktisadi, içtimai ve hukuki olarak donanmış ve donatmış hale getirir ve daha
sonra da bu meseleyi çözmesi için o insanı görevlendirir' ifadelerini kaleme
almıştı. Allah'a şükürler olsun bugüne kadar bu donanıma sahip insanla
beraberdik. Şimdi bu dava bize emanet edildi. Bizim hiçbir çalışmamız durmamış,
duraksamamıştır. Aynen ilk günkü heyecanla çalışacağız ve Allah'ın izniyle
muvaffak olacağız”
Bu kadro lideriyle, gönüldaşlarıyla, sevenleriyle, sempati
duyanlarıyla, bilmeden bize taş atanlarla; çok hayırlı hizmetler ortaya
koyacağına iman ediyorum. Ne demiş büyükler “perşembenin gelişi çarşambadan
belli olur”
Derdi, davası, yolu, Allah rızası ve milletinin sevdalısı olan
aşıkların önüne kimsecikler duramaz. Haydar Hocanın gönül otağında sevda
ocağında yetişen aşıklar, sadece milletimizin değil insanlığın umudu olmaya
devam edecektir.
Taptuk Emre ne güzel demiş: “Âşık olan sırtında dünyayı
taşır, âşık olmayan sırtında ceset diye bir yük taşır”
Yine ne güzel demiş milli şairimiz istiklal marşımızda: “Garbin
afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar/ Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var/
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, 'Medeniyet!' dediğin tek dişi
kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçaklara uğratma, sakın/Siper et gövdeni,
dursun bu hayasızca akın/ Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın.../Kim
bilir, belki yârın, belki yarından da yakın.”
Yarınlar aşıkların olacak “sevda yüklü kervanlar” Hakk’a
vuslata koşuyor. Haydi yolcular yetişin bu kutlu kervanda siz de yer alın ki; yolunuz
aşk, vasıtanız aşk, vuslatınız aşk olsun…
Uğur Kepekçi