Kur'an'da şöyle buyurulur: "Rabbinizin mağfiretine ve takva sahipleri için hazırlanmış, eni gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun. Onlar bollukta ve darlıkta infak ederler." (Âl-i İmran, 133-134).
İbn-i Cerir ve İbn-i Ebi Hatem, İbn-i Abbas'tan, "Bollukta ve darlıkta infak edenler" ayeti hakkında, "Maksat darlık ve kolaylık zamanıdır" dediğini nakletmişlerdir. (Durr'ul Mensur, 2/316).
Mecme'ul Beyan'da şöyle yer almıştır: "İsra sûresi 29. ayette geçen 'Serra ve Zerra' kelimelerinin anlamı hakkında iki görüş vardır. Bunlardan biri İbn-i Abbas'ın görüşüdür ve maksadın zenginlik ve fakirlik zamanı olduğunu söylemektedir. İkinci görüş ise; hüzün ve sevinç zamanı olduğunu ifade etmektedir. Yani bu haletlerden hiçbirisi hayırlı işlerde malın infak edilmesine engel olmamaktadır." (Mecme'ul-Beyan, 2/837).
Kur'an'da buyurulur ki: "Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın." (İsra, 29).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sadaka vermekte haddi aşan sadaka vermemiş kimse gibidir." (Kenz'ul Ummal, 16246).
İmam Sadık (a.s), "Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın" ayeti hakkında şöyle buyurmuştur: "Ayette geçen ihsar yoksulluk anlamındadır." (el-Kafi, 4/55/6).
Resûlullah (s.a.a), Ali'ye (a.s) yaptığı tavsiyesinde şöyle buyurmuştur: "Sadaka, gücün olduğu kadarıyla bağışlaman ve israf etmediğin halde, 'israf ettim' demendir." (Bihar, 77/69/8).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İnfak ediniz, bağışta bulununuz ve hesaplamayınız ki şüphesiz hakkınızda hesaplanır ve cimrilik etmeyiniz ki hakkınızda cimrilik edilir." (Kenz'ul Ummal, 16138).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer birisi varını yoğunu Allah'ın yollarından birinde infak ederse beğenilen ve başarılı bir iş yapmamıştır. Nitekim Allah-u Teâlâ, 'Ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın ve iyilik edin ki şüphesiz Allah iyilik edenleri sever' buyurmamış mıdır! İyilik edenlerden maksat orta yollu olanlardır." (Kafi, 4/53/7).
İbn-i Abbas şöyle diyor: "Allah yolunda infak emri nazil olunca bir grup sahabi Allah Resûlü'nün (s.a.a) yanına gelerek şöyle arz ettiler: 'Mallarımızdan infak etmemiz gereken şeyin ne olduğunu bilmiyoruz. Ondan hangi şeyi infak edelim?' Bunun üzerine Allah (c.c), 'Senden infakın ne olduğunu söylüyorlar. De ki: fazlasını' ayeti nâzil buyurdu. Peygamber (s.a.a) bu ayet nâzil olmadan önce, artık sadaka verecek bir şey bulamayıncaya kadar infakta bulunuyor ve yediği her yemekten bir miktarını sadaka veriyordu." (Vesail'uş Şia, 11/543, 10. bölüm; Durr'ul Mensur, 1/607). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Okan Egesel
Yeni Mesaj Gazetesi
(Kilis Postası Haber Merkezi)