İmam Sâdık (a.s) ile Ebu Şakir Beysani arasında geçen tartışmada şöyle yer almıştır:
Ebu Şakir şöyle dedi: "Bildiğiniz gibi biz sadece gözlerimizle gördüğümüz veya kulaklarımızla işittiğimiz veya ellerimizle hissettiğimiz veya burunlarımızla kokladığımız veya ağızlarımızla tattığımız veya kalbimizle apaçık bir şekilde tasavvur ettiğimiz veya nakil ve kesin/yakîni rivayetler yoluyla elde ettiğimiz şeye inanırız."
İmam (a.s.) şöyle buyurdu: "Zikrettiğin bu beş duyu organına gelince... Bu duyu organları kılavuz yani (akıl) olmaksızın hiçbir fayda vermez. Nitekim ışık olmaksızın karanlığı kat etmek de mümkün değildir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Düşünmek, gözlerle görmek gibi değildir; zira bazen gözler sahibine yalan söyler ama akıl kendisinden öğüt isteyene ihanet etmez."
İmam Sadık (a.s), Tabib el-Hindi ile yaptığı tartışmasında şöyle buyurmuştur: "Sen bilmeden konuşuyor ve eşyanın sadece duyu organlarıyla derk edildiğini sanıyorsun. Ben de sana diyorum ki duyu organları kalp, (akıl ve ruh) yoluyla olmaksızın eşyayı anlayamaz ve onları tanıyamaz. Duyuların kılavuzu olan kalptir ve eşya kalp ile tanınır. Senin iddiada bulunduğun eşyayı kalp de duyu organları olmaksızın tanıyamaz."
İmam Rıza (a.s) kendisine, Memun'un huzurunda, "Göz birleşik nur mudur yoksa ruh eşyayı onun penceresinde mi görmektedir?" diye soran İmran Sabi'ye şöyle buyurmuştur: "Göz bir parça beyaz ve siyah yağdır; asıl gören ise ruhtur. Delili ise şudur ki; sen göze bakıyor ve kendi resmini ortasında görüyorsun. İnsan kendi resmini sadece suda, aynada ve benzeri şeylerde görebilir."
İmam Ali (a.s), tevhid hakkında şöyle buyurmuştur: "Zihinler, O'na ulaşamaz ki O'nu takdir etsin. Zekâlar, O'nu kavrayamazlar ki tasavvur edebilsin. Duyular, O'nu derk edemez ki hissedebilsin. O'na el değemez ki dokunulabilsin."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "O'nu terk edenleri tanımadıkça olgunluğu tanıyamazsınız. Kitabın ahdini bozanları tanımadıkça ahdine yapışmazsınız. Onu atanları tanımadıkça, sımsıkı tutunamazsınız."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Duyu organlarını yaratmakla, duyu organına sahip olmadığı bilinmiştir. Eşya arasında zıtlık var etmesiyle zıddının, eşyalar arasında benzerlikler var etmesiyle de eşi ve benzerinin olmadığı kavranmıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Hamd, yaratıklarını mevcudiyetine, onların yaratılmalarını ezeliyetine, birbirine benzemelerini benzersizliğine delil kılan Allah'a mahsustur."
İmam Ali (a.s) şahadetinden önce yaptığı bir konuşmasında şöyle buyurmuştur: "Yarın bu günlerimi görüp düşüneceksiniz, size sırlarım açılacak. Benim yerime bir başkası geçtikten sonra tanıyacaksınız beni." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
H. Okan Egesel
(Kilis Postası Haber Merkezi)