Toplantıda bir konuşma yapan Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, Kilis zeytinyağı ile büyüdüklerini vurgulayarak sözlerine başlarken, zeytinin en şifalı bitkilerden bir tanesi olduğunu hatırlattı. Şekeroğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İlk zeytin ile ilgili çalışmamız, 2009 yılında yaptığımız zeytin yaprağı hakkındaki çalışmamızdır. Zeytin yaprağında Oleuropein denen bir madde var. Bu konuda Kilis’teki zeytin yapraklarını inceledik. Baktık ki Kilis zeytin yaprağında, diğer yapraklara göre çok daha yüksek oranda Oleuropein maddesi bulunuyor. Biz bunu, Ankara Üniversitesindeki bir toplantıda akademik çevreye anlattık ve kafalarına Kilis Yağlık ibaresini yerleştirdik.
Neden Kilis
Yağlık?
Kilis Yağlık, Türkiye’de ve dünyada, Tarım Bakanlığı tescilli bir zeytin çeşididir. Ve dünyada en yüksek yağ oranına sahip zeytin çeşididir. Yüzde 40’lara kadar zeytinyağı verebiliyor. Zaman içerisinde Kilis’te farklı yörelere ait zeytin ağaçlarının dikimi yapıldı. Soruyorsun neden Kilis Yağlık dikmiyorsun? İşte yavaş gelişiyor. Fidan bulunmuyor. Kilis’te tosbağa denen yumrularla üretici zeytin üretmeye çalışıyor. Biz de üniversite olarak Kilis Yağlık zeytin fidesi üretimine başladık. Halen üniversitede Kilis Yağlık fidan üretimi devam ediyor. Ayrıca bilimsel alanda çalışmalarımız da devam ederken, 5 öğrencimiz şu an sadece Kilis Yağlık zeytin üzerine bilimsel çalışmalar yapıyor.
Zeytinin etken
maddesi kaybolmamalı!
Biz zeytinin içindeki etken maddelerin kaybolmamasını istiyoruz. 15 Ekim’den 15 Aralık’a kadar 7 dönemde zeytin hasat ettik. Bunlara su değirmeden asitliliğini ölçtük. Çalışmanın en güzel sonucu; Omega-7 yağ asitlerini ilk defa Kilis Zeytinyağında tespit ettik. Bunu da ulusal basına verdik. Omega-7 yağ asitleri, önümüzdeki 10 yılın projeksiyonunda olan bir şeydir. Biz Kilis Zeytinyağının bu farkını ortaya koyduk.
Zeytini öldürüp
yiyiyorsunuz
İtalya’dan Kilis’e gelen bir misafirimiz, şehre girdiği andan itibaren zeytin ile ilgili gördüğü her şeyi kayıt altına almış. Onunla bir lokantaya gittik. Zeytinyağı istedi. Plastik su şişesinde zeytinyağı geldi. Adam dedi ki; “Siz zeytinyağını böyle mi kullanıyorsunuz? Siz zeytini öldürüp yiyiyorsunuz. Siyahlaşınca zeytin ölür. İçindeki maddelerin çoğu gider. Artı siz zeytini çuvallara dolduruyorsunuz, orada eziliyor. Fabrikalara gidiyor, orada bekliyor. Ondan sonra 60-70 derecede sıkılıyor, içinde hiçbir şey kalmıyor. Sizi yediğiniz zeytinyağı değil. Kusura bakmayın.”
Peki ne yapmamız gerek? Zeytin siyahlaşmaya başladığı zaman, hasat edilecek, kasalara toplanacak, altına dökülen tane kesinlikle içine katılmayacak, en fazla 3-4 saat içerisinde sıkılacak, sıkım sıcaklığı 30 dereceyi geçmeyecek. Biz bunları öğrendik ve dedik ki bunları uygulayalım. Bu şekilde yaparsanız birinci sınıf bir yağ elde edersiniz.
Anatolian Gold ile Kilis Yağlık dünya çapında büyük bir başarı elde etti. Bu zeytinyağımız üstün kalite ödülü aldı. Bu bizim için bir gurur kaynağıdır. Geçtiğimiz zamanlarda bir Ankara ziyareti öncesinde Gazi Üniversitesindeki hocalara hediye etmek için cam şişede zeytinyağı bulamadım ve götüremedim. Ve kendime söz verdim. Ben de Kilis’e cam şişede Kilis zeytinyağı markası göstermezsem, bana her türlü şeyi söyleyebilirsiniz. O gün o kararı aldık. Dedik adı ne olsun? Altun Huzme adını aldı. Bununla çok gurur duyuyorum. “
(Kilis Postası Haber Merkezi)