Fakat bu değişikliklerin hepsini bir anda
yapmaya çalışmak hem bizi çok zorlar hem de kalıcı alışkanlıklar edinmemizi
engeller.
İlk başta motivasyonumuz çok yüksek
olduğu için, bir gayretle hepsini yapmaya başlar ve bir iki hafta hepsini çok
güzel uygularız. Güzel de kilo veririz. Ancak daha sonrasında yavaş yavaş
tavizler vermeye başlar ve farkında olmadan eski alışkanlıklarımıza tekrar
döneriz. En kötüsü de bakmışız ki verdiğimiz kiloları tekrar almışız hem de
verdiğimizden daha fazlasını.
İlk yazımızda 1 hafta boyunca uygulayarak
alışkanlık haline getirdiğimiz 3 alışkanlıktan sonra, bu haftaki yeni
hedefimiz:
*** Şeker ve şekerli tatlılar, beyaz ekmek, beyaz pirinç,
hamur işi, börek, çörek, pasta, kurabiye ve çikolata tüketimimizi sınırlamak.
Beyaz un, “rafinasyon” işlemleri ile üretiliyor.
Bu işlemler yapılırken buğday tanesinin vitamin ve
minerallerden zengin olan “rüşeym” kısmı ile “kepeği” ayrıştırılıyor. Geriye
nişasta-karbonhidrat yüklü, posadan, vitamin ve mineralden fakirleşmiş kısmı
kalıyor.
Posası azalıp, rafine işlemi ile daha küçük parçacıklara
ayrılan beyaz un tıpkı rafine şeker gibi hızla emilip, kana çok hızlı bir
şekilde giriyor. Sonuçta kan şekerinde ani dalgalanmalar, pankreastan aşırı
insülin salınımı ve sonra da “insülin direnci” dediğimiz tablo ortaya çıkıyor.
İnsülin direnci de iştah artışına ve hızlı kilo alımına
sebep oluyor. Bu durumda obezite, şeker hastalığı, damar sertliği,
hipertansiyon gibi hastalıklara davetiye çıkarıyor.
O zaman beyaz undan uzak duracağız. İşlenmemiş undan
yani tam buğday unundan, tam çavdar unundan yapılmış ekmekler tercih edeceğiz.
Ama kilo vermek
istiyorsak sağlıklı bile olsa ekmeği sınırlı miktarda tüketmemiz gerekecektir.
Günde 2-3 dilim den fazla tüketmemeyi alışkanlık haline getirmemiz gerekir.
Ekmek yerine sağlıklı tahılları, kuru baklagilleri (mercimek,
nohut, kuru fasulye gibi) ve yağlı tohumları (ceviz, kavrulmamış fındık, badem,
kaju gibi) beslenmemize ilave etmemiz gerekir.
Şeker: İşlenmiş un gibi şekerde vücudumuza benzer ama daha
fazla zararlar verir.
Fazla alınan şeker karaciğerde hemen yağa dönüştürülür.
Bu yağ kan dolaşımına gönderilir.Böylece obezite ve damar tıkanıklığı gibi
hastalıklara sebep olur.
Fazla alınan şeker, fazla insülin salınımına sebep olur.
Salgılanan insülin yardımı ile alınan şeker yani glukoz hücre içerisine alınır.
Kanımızda glukoz ne kadar çok artar ise insülinde o
oranda artacaktır. Glukozun hücre içerisine girmesine yardımcı olan insülin,
yağ hücrelerinin ise bulunduğu yere tutunmasını sağlar. Yani bir yandan kilo
artar diğer yandan yağ yakma işlemi durur.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, şekeri tamamen hayatımızdan
çıkarmak zor olabilir. Bundan dolayı daha fazla olmamak koşulu ile kilo verme
döneminde haftada 1 defa, kilo koruma döneminde ise 2 defa tatlı yenilebilir.
Tatlı olarak sütlü ve meyveli tatlılar, dondurma,
çikolata olarak bitter çikolatalar tercih edilmelidir.
Unutulmamalıdır ki meyvelerde sağlıklı dahi olsa şeker
içerir. Kilo verme döneminde günde 2-3 porsiyondan fazla meyve
tüketilmemelidir.
Haftaya görüşmek üzere...
Diyetisyen Rabia Gül Kepekçi