Dyt. Rabia Gül Kepekçi, yaptığı açıklamada "Şifa deposu niteliğinde olan bozanın, bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine ve başta kanser olmak üzere birçok hastalığın oluşumunu engellemesi ile ön plana çıktığını" dile getirerek, şunları söyledi:
“İçerdiği yüksek besin değerleri sayesinde boza vücudun kendi kendisini koruma altına almasını sağlamaktadır. Tabi bu noktada bozanın yararlarından önce tarih olarak Boza nedir? Nasıl icad edildi önce biraz bu konulara bakalım. Boza, tarihi asırlar öncesine dayanmaktadır. Ancak Boza ile ilgi bilinen tek gerçek geleneksel bir Türk içeceği olmasıdır. Boza nelerden yapılır diye merak edenler için; Darı irmiği, su ve şekerden yapılan bir içecektir. Boza daha çok kış mevsiminde tercih edilen bir içecektir. Kış aylarında insan metabolizmasında çeşitli reaksiyonlar görülür ve vücut tüm dış etkenlere karşı koruma içgüdüsü ile hareket eder. Bu hareket kısa bir süre sonra vücutta kırılmalara enerjinin düşmesine neden olur. Bu noktada yüksek enerji içeriğine sahip olan gıdaların tüketilmesi durumunda vücut enerjisini yenilmektedir. Kışın insanların enerji isteklerinden ötürü, yoğun karbonhidrat içerikli, yüksek kalorili, tatlı ve şekerli gıdalara ilgi oldukça fazlalaşmaktadır.
Probiyotikten kış
içecekleri arasında zengin besin değerine sahiptir
Boza, içeriğini incelediğimizde fermente bir ürün olduğunu söyleyebiliriz. Boza florasında laktik ve asit bakterisi yer almaktadır. Bu mayalar ve laktik asit bakterileri probiyotik etki gösterirler. Probiyotikler ayrıca bağırsaklarda yer alan canlı bakteri türleridir. Bu bakteriler sayesinde bağışıklık sistemi güçlenmekte, vücudun direnci artmaktadır. Bunun yanında kronik ve mevsimsel hastalıklara karşı güçlü bir korunma kalkanı görevi görmektedir. Probiyotikler ayrıca kan şekeri, kolesterol ve hatta vücut ağırlığının dengede kalmasında çok büyük rol oynarlar. Laktik asit bakterileri sindirim sistemini korur. Çoğunlukla mide yanması gibi sorunları ortadan kaldırır, bağırsak fonksiyonlarının düzenli olarak çalışmasını, bunun yanında hazmı kolaylaştırdığı gibi, gaz şikayetleri ve kabızlığında ortadan kalkmasını sağlar.
Boza Toksik ve kanserojen maddelere birebir
Bozanın sahip olduğu besin değerleri sayesinde içeriğinde bulunan yararlı bakteriler, tükettiğimiz gıdalarla birlikte vücudumuza giren toksik, alerjen ve kanserojen maddeleri doğrudan yok etmeye yardımcı oldur. Boza hem besleyici hem de enerji veren bir içecek türüdür. Zengin bir karbonhidrata sahiptir ve B vitamini içerir. Bu nedenle özellikle kilo almak isteyenler, büyüme çağında olan gençler, halsizlik çekenler, yüksek enerjili diyetle beslenmesi gerekenler ve ağır iş temposunda çalışanlara boza önerilmektedir.
Gebeler ve emziren
anneler, sporcular Boza tüketmeli
Hamileler yani anne adayları, aynı zamanda emziren annelerin boza tüketmesi önemlidir. Boza, A, B grubu, E vitaminleri ve kalsiyum, demir, fosfor mineralleri içermektedir. Bu zengin enerji ve vitamin içeriğini sporcular da gönül rahatlığı ile tüketebilir. Boza zengin kalsiyum içeriği sayesinde yetişkinlerde kemik erimesinin önüne geçmektedir. Yapılan araştırmalarda darıdan yapılan bozanın anne sütünü arttırdığı sonuçlarla kanıtlanmıştır. Boza özellikle emziren annelerde hem prolaktin salgılanmasına yardımcı olmakta hem de yüksek kalsiyum içeriği sayesinde süt miktarının artmasına yol açmaktadır. Böylece bebeğin kemik gelişimine doğrudan katkı sağlanmış olmaktadır. Boza tüketimi konusunda dikkatli olunması gereken en önemli konu i anne ve bebek için bozanın güvenilir ellerde ve hijyenik koşullarda üretilmiş olması durumudur. Boza içinde başka katkı maddeleri ile sunulması durumunda yararından çok zarar vereceği unutulmamalıdır.
Boza besin
değerleri sayesinde ara öğünlerde de güvenle tüketilebilir
Yapılan incelemelerde 1 su bardağı bozanın yaklaşık olarak 300 kalori olduğu saptanmıştır. Bu noktada 1 su bardağı bozanın hemen hemen 2 kişilik sütlü tatlıyla eşdeğer enerji içerdiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle aşırı kilolu bireylerin ya da diyetle zayıflamak isteyen bireylerin bu husuta dikkatli olması gerekmektedir. Biz beslenme ve diyet uzmanları olarak haftada 1-2 kez, 1 çay bardağı bozanın ara öğün olarak tüketilebileceğini onaylıyoruz. Boza tüketimi çoğunlukla tarçın ya da leblebi ile tüketilmektedir. Tarçının etkisi bu konuda fazladır. Tarçın aynı zamanda kanı temizleme özelliği olduğu için Boza ile birlikte tüketilmesi de oldukça faydalıdır.
Fazla Bekletilen Boza ekşimeye neden olur
Boza fazla bekletildiğinde ekşimeye neden olmaktadır. Bu yüzden bozanın kullanım ve saklanma koşullarının çok iyi hesaplanması gerekir. Bozanın, buzdolabı sıcaklığında 4-5 gün bekletilmesi sorun teşkil etmeyecektir ama ilerleyen süre içinde tadında değişiklik ve giderek ekşimsi bir tat bırakacağı bilinmelidir. Boza tüketiminin taze koşullarda tüketilmesi ve en çok 4-5 gün içinde alınası daha doğrudur. Aksi halde bekletilmiş ve ekşimiş boza çeşitli gıda zehirlenmelerini beraberinde getireceği de unutulmamalıdır.”
(Kilis Postası Haber Merkezi)