İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: "İsa (a.s) hem ağlıyor ve hem de gülüyordu. Yahya (a.s) ağlıyor ve gülmüyordu. İsa'nın (a.s) yaptığı daha iyiydi."
Cebrail (a.s), kendisine Mikail'in neden gülmediğini soran Hz. Peygambere (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Cehennem ateşi yaratıldığı günden beri Mikail (a.s) asla gülmemiştir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Dünyada zühd içinde yaşayanların zahiri gülse de kalpleri ağlar, zahiri sevinçli olsa da hüzünleri şiddetli ve çok olur."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil olan Allah karşısında insanların en isyankârı, katili olmayanı öldüren ve kendisini vurmayanı döven kimsedir."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Eğer birisi birisine haksız yere kırbaç vurursa Allah da ona ateşten bir kırbaç vurur."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir şahsın yanağına veya yüzüne tokat vurursa; Allah, kıyamet günü kemiklerini un ufak eder ve tevbe etmedikçe cehenneme girinceye kadar elleri bağlı haşrolur."
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Allah indinde yaratıkların en nefret edileni bir Müslüman'ın sırtını haksız yere yaralayan, kendisine vurmayan birine haksız yere vuran veya kendisini öldürmeye teşebbüs etmeyen kimseyi öldüren kimsedir."
İmam Ali (a.s) vergi memurlarına yazdığı mektubunda şöyle buyurmuştur: "Sakın birine bir dirhem için kırbaç vurmayın."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Akıllı kimse terbiye ile yola gelir. Ama (cahil) hayvanlar sadece kırbaç darbesiyle yola gelir." (Vesail'uş Şia, 19/11, 4. Bölüm; es-Salah, 1852. Bölüm).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ne zarar görme vardır ve ne de zarar verme. Başkasına zarar veren kimseye Allah da zarar verir. Başkasını meşakkate düşüren kimseyi Allah da meşakkate düşürür."
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Müslümanlara sığınan kimse zarar vermedikçe ve kötü niyeti olmadıkça Müslümanlar mesabesindedir." (Vesail'uş Şia, 17/340, 12. bölüm; Edem-u Cevaz-u İzrar bi'l-Müslim; el-Kafi, 5/292, Bab'uz-Zirer).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "İslam'da zarar görme veya başkalarına zarar verme yasaktır. Zira İslam Müslümanın hayrını artırır ve ona bir kötülüğünü artırmaz."
İmam Bâkır (a.s) şöyle anlattı:
Semure bin Cündeb'in, Ensar'dan birinin bahçesinde bir hurma ağacı vardı. Ensar'dan olan o şahsın evi de bağın kenarındaydı. Semure izin almadan bağa giriyordu. Ensar'dan olan o şahıs Semure ile konuştu ve bağa girdiği zaman izin almasını istedi ama o kabul etmedi. Ensar'dan olan şahıs Resûlullah'ın (s.a.a) huzuruna vardı ve olayı kendisine anlatarak onu şikayet etti. Resulullah (s.a.a) Semure'yi çağırttı.
Resûlullah, Ensar'dan olan şahsın sözünü ve şikayetini kendisine bildirdi ve şöyle buyurdu: "Bağa girmek istediğin zaman izin al." Ama Semure bunu kabul etmedi. Resûlullah (s.a.a) ondan ağacını satmasını istedi ama o sürekli olarak ağacının kıymetini artırdı. Semure sonunda ağacı satmaktan da vazgeçti. Resûlullah (s.a.a) ona şöyle buyurdu: "Bu hurma ağacına karşılık sana cennette bir hurma ağacı vereyim." Semure yine kabul etmedi. Bu esnada Resûlullah Ensar'dan olan şahsa şöyle buyurdu: "Git ve onun hurma ağacını kökünden sök ve önüne at. Zira İslam'da zarar görme ve zarar verme yoktur." (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Okan Egesel
(Kilis Postası Haber Merkezi)