Şerif Mercimek yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘’Zeytinin anavatanı Kilis’tir. Meyvesi, yağı, çekirdeği, dalı ve yaprağıyla çok eski çağlardan beri insan yaşamında önemli bir yeri olan zeytinin, Kilis için ayrı bir değeri vardır. İnce kabuğu, küçük çekirdeği ve oldukça yüksek yağ oranıyla (% 35) tanınan "Kilis Zeytini" bu niteliğiyle sofralık değildir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük höyükleri arasında yer aldığı belirtilen Oylum Höyük'te yürütülen kazı çalışmalarında, 4 bin yıl öncesine ait zeytin çekirdekleri çıkarılmış. Yürütülen arkeolojik kazılar sonucu elde edilen veriler ışığında, Kilis ve çevresinin zeytin ve zeytinyağı üretimi konusunda önemli bir konuma sahip olduğu belirlenmiştir. Zeytinin anavatanının ve merkezinin Güneydoğu Anadolu olduğu ezelden beri bilinmektedir. Güneydoğu Anadolu’da ilk yerleşimini tamamlayan zeytin, Batı Anadolu’ya ve oradan da Ege adaları yolu ile Cezayir, Tunus İtalya, Fransa ve İspanya’ya kadar uzanmıştır. Anadolulu zeytin ağacı, geçmişte en parlak günlerini Anadolu'da geçirmiş ve sahil şeritlerimizdeki pek çok medeniyetin kuruluşunda tek ürün olarak rol almıştır. Özellikle Yunan Mitolojisi’nde ayrı bir önemi bulunan zeytin “Tanrıların kutsal meyvesi”dir. Mitolojik hikayelerden günümüze kadar uzanan barışın simgesi de zeytin dalıdır.”
(Kilis Postası Haber Merkezi)