ABD Başkanı Donald Trump, küresel Yahudi lobisine şirin görünmek için kritik adımlar atmaya devam ediyor. Bu yıl Mayıs ayında Suudi Arabistan, İsrail ve Vatikan ziyaretleriyle 'Suudi Arabistan-İsrail-Mısır' eksenini oluşturan, Suudi Arabistan'da 32 yaşındaki Muhammed bin Selman'ın veliaht prens ilan edilmesini sağlayan, prense "ılımlı İslam'a geçiyoruz" açıklamasını yaptıran, İsrail'in baş düşmanı İran'a yaklaştığı gerekçesiyle Katar ile diğer Körfez ülkelerinin arasını bozan Trump, şimdi de ABD büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e nakledilmesini onaylayarak sadece Ortadoğu'nun değil dünyanın en hassas konusu olan Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu dünyaya ilan etti.
Her şey 20 yıl
önce başladı
Trump'ın attığı adımlar aslında ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un 1997'de tasarladığı 'Yeni Yüzyıl Projesi'nin hamleleri olarak kendini gösteriyor. Bu hamlenin ilk aşaması Afganistan ve Irak'ın işgaliyle hayata geçirilmişti. ABD, Afganistan'daki işgalini sürdürüyor ve sık sık burada kalıcı olduğunu seslendiriyor. Aynı aşamanın devamında 'Arap Baharı' operasyonuyla Ortadoğu'da devlet başkanlığı sistemi ile yönetilen Mısır, Tunus, Libya, Yemen ve Suriye hedef alındı. Bu ülkelerden üçü (Libya, Suriye ve Yemen), taş üstünde taş bırakılmayacak şekilde hırpalandı. Mısır'da askeri darbeye geçit verilerek anti-demokratik ülke haline getirildi. Sahip olduğu nüfus ve kapladığı alan açısından ehemmiyetsiz olan Tunus ise "Arap Baharı'nın başarılı olduğu ülke imajı versin" diye kendi haline bırakıldı!
Ve ikinci aşama
'Yeni Yüzyıl Projesi'ni tasarlayan Pentagon, Büyük Ortadoğu Projesi'nde ikinci aşamaya geçti. Elbette bu geçiş Başkan Trump'ın açıklamasıyla somutlaştı. Trump, ABD'nin İsrail'deki büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e nakledileceğini açıklayarak, Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanıdı. Bu karar, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkenin tepkisini çekti. Türkiye, İsrail ile diplomatik ilişkileri kesebileceğini söyledi. Dünyanın en kadim kentlerinden biri olan Kudüs, bugün dünya meselelerinin merkezinde yer alıyor. İsrail, kentin doğusunu 1967'de işgal etti ve 1980 yılında tamamını başkenti ilan etti. Ancak bugüne kadar Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan hiçbir devlet olmadı. Bu anlamda, Trump'ın açıklaması da bir ilk olma özelliği taşıyor. Araplar da Doğu Kudüs'ü ileride kurulacak Filistin devletinin başkenti olarak görüyor. İsrail ile Filistin arasında akdedilen 1994 yılındaki Oslo Anlaşması'nda Kudüs'ün statüsü barış görüşmelerinin ileri aşamalarına bırakılmıştı. BM Güvenlik Konseyi, 1980 yılında İsrail'in Doğu Kudüs'ü ilhak ederek başkent ilan etmesini geçersiz sayan 478 sayılı kararını almıştı.
Kritik gelişmeler
kapıda
ABD ve İsrail'in Ortadoğu planları son gelişmelerle ayan beyan ortaya çıkmaya başladı. ABD, Suriye'de oluşturduğu 13 üsle ve Irak'taki üsleriyle bölgeye yerleşti. Irak, İran, Türkiye ve Suriye'den koparılacak parçalarla bu noktada bir Kürt devleti planlanıyor ancak bu devlet sadece Büyük İsrail'e geçişi kolaylaştıracak, yani paravan devlet olacak. Akabinde bu Kürt devleti parçalanacak ve bu parçaların Arz-ı Mevud (Vadedilmiş Topraklar) kısmına dahil olanların bir bölümü Büyük İsrail'e transfer edilecek. Geri kalan bölümde ise ABD istediği tasarruf da bulunacak. Belki de buna da gerek kalmayabilir, doğrudan Büyük İsrail'e geçiş yapılabilir. ABD’nin bu planında Türkiye’nin bölünmesi de yer alıyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da partisinin Salı günkü grup toplantısında ABD’nin Türkiye’yi hedef aldığını dile getirdi.
Haydar Baş 37 yıl
önce söylemişti
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ise ta 1990’da ABD Irak’ı işgal etmeden önce hedefin Türkiye olduğunu söylemişti. BTP Lideri, 2000’li yılarlın başında ise küresel ısınma nedeniyle ABD’nin bölgeye yerleşme planları yaptığını vurgulamıştı. Gelişmeler santim santim bu istikamette cereyan ediyor.
(Kilis Postası Haber Merkezi)